 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/792
Karar No : 1997/989
Tarih : 26.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arazında "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 11.7.1996 tarih ve 1995/1218 E., 1996/652 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 31.10.1996 tarih ve 1996/9096 E., 1996/9463 K. sayılı ilamı ile; (... Davacı, davalıya ait taşınmazda 5.4.1993 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu davalıya ait taşınmazda 5.4.1993 tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu davalıya 500 Alman Markı depozito olarak verdiğini, 11.10.1995 tarihinde söz konusu taşınmazı tam ve sağlam olarak davalıya teslim ettiğini, davalının depozito parasını iade etmediğini, bu nedenle 500 Alman Markı'nın icra takip tarihinde Türk Lirası karşılığı olan 18.180.000 TL'nin tahsili için davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının borca itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya 500 Alman Markı depozitoyu iade ettiğini, fakat davacının belge vermediğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- HUMK'nin 288 ve 289 maddeleri gereğince dava olunanın değeri itibarı karşı tarafın açık muvafakatı olmadıkça tanık dinlenemez. Mahkemece vakıanın ispatı ile ilgili olduğundan bahisle tanık dinlenmiş ve tanık sözlerine değer verilerek hüküm kurulmuştur. Ödeme savunması bir maddi vakıa olmayıp defidir. Yani hukuki bir muameledir. Bu nedenle davalının ödeme savunması için dinlettiği tanıklar için davacının açık muvafakatı da yoktur. Bu durumda tanık dinlenemez ve tanık sözleri hükme esas tutulamaz. Ne var ki davalı 7.2.1996 tarihli delil listesinde "sair delil" demek suretiyle yemin deliline dayandığından, davalıya bu hakkı mahkemece hatırlatılarak hasıl olunacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
2- 1. bentte açıklanan bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.11.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.