 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/721
Karar No : 1997/984
Tarih : 26.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 8.7.1996 gün ve 1995/878 E. 1996-605 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine.
Yargıtay 2. Huku Dairesinin 25.2.1997 gün ve 14177 E. 2014 K. sayılı ilamı (.... 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delilerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı tanıklarından davalı kadının davacının kızına karşı davranışlarının günleri ve tarihleri sorulup araştırılmamıştır.
Hakim, boşanma için gösterilen olayların varlığına vicdanen inanmadıkça sabit addedemez. İki tarafın bu konudaki kabulleri dahi hakimi bağlamaz. Hakim gösterilen delilleri serbestçe takdir eder. (MK. 150 md)
Boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden Hakime geniş takdir hakkı tanınmıştır. Tarafların bu dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanı yoktur: Hakim evlenme sözleşmesiyle oluşan hukuki durumu mümkün olduğu ölçüde korumakla yükümlüdür. Toplumun en küçük birimini oluşturan ailenin korunması ön planda tutulur. Ancak evliliğin devamı toplumun düzenini zedeler hale gelmiş toplum için sorun oluşturmaya başlamış ve evlilik, sosyal ve ahlaki yönden çökmüş ise, bu durumda evliliğin korunmasına gerek karı-koca ve gerekse çocuklar yönünden bir yarar kalmamış demektir. Hakimin böyle bir evliliği sona erdirmesi en uygun çözüm olacaktır.
Hakim belirtilen ilkeleri irdelemek bunlar hakkında yeterli bilgi toplamak evlilik birliğinin gerçekten onarılamaz şekilde kökünden sarsılıp sarsılmadığı hakkında bilgi ve kanaat sahibi olmak zorundadır. Sağlıklı bir sonca ulaşılması olayların yeri, zamanı, ne şekilde oluştuğu, kimin davranışının öncelikle olduğu, karşı tarafın söz ve davranışlarının art niyetsiz bir tepki, bir öfke sonucu olup olmadığının bilinmesine bağlıdır.
O halde tanıklardan olaylar hakkında ne şekilde bilgi sahibi olduklarnı taraflarla olan ilişkilerinin derecesini, olayın geçtiği yer ve zamanını olayların ne şekilde ve nasıl başladığını bu olaylardan sonra tarafların birbirlerine karşı olan tutum ve davranışlarının ne şekilde geliştiğini, somut olayın karı koca arasında alışkanlık haline gelmiş bir davranışın veya sözün gereği mi, yoksa belirli bir amaca yönelmiş olarak mı söylendiği veya oluştuğu ve benzer konular etraflıca sorulmalıdır. (YHGK'nun 22.11.1995 tarihli 95/2-783-1007 sayılı kararı)
Bu yönler gözetilmeden ve şahitler yeniden dinlenmeden oluşturulan hüküm doğru bulunmamıştır.
3- İhtar dosyasının celbine karar verilmiş ise de getirtilmemiştir. öyle ise ihtar dosyası getirtilip bütün deliller birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de bozma sebebidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yaeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.