 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/6-711
Karar No : 1997/948
Tarih : 12.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "şufa " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9.hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.5.1996 gün ve 1995/728-1996/362 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 21/10/1996 gün ve 1996/9063-9272 sayılı ilamı ile; (...Dava, Şufalı payın iptali ile tescili istemine ilişkindir-. Hah k eme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalının 27/6/1995 ta r ili inde satış yolu ile iktisap ettiği pay için şufa hakkını kullanarak bu davayı açmıştır. Bu payın satış bedelinin tapuya göre 150 milyon olmasına rağmen gerçek bedelin. 9 milyon liradan ibaret olduğunu iddia etmiş bulunmaktadır. Ancak tapudaki satış bedelinin muvazaalı olduğuna, ilişkin bir delil getirilmemiştir. Bu paya tekabül eden genişlikteki taşınmazın değerinin olabileceği hususundaki bilirkişi mütaalası tahmin ve takdire dayandığından sadece bu delille bedelle muvazaa iddiasının kanıtlandığı kabul edilemez. Kaldıki bilirkişi mütaalası tapudaki doğrular niteliktedir. Herne kadar 1994 yılı içinde satıcı ile davalı arasında yapılmış satış vaadi sözleşmesinin bedeldeki muvazaa iddiasının doğruladığı iddia edilmekte ise de satıştan önceki o anlaşmanın tapudaki bedelin aksinin kabul edilmesine esas alınamaz. Böylece bedeldeki muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gözönünde bulundurulup tapudaki satış bedeli üzerinden şufa hakkının tanınması istendiği takdirde o bedelin ve masrafların tutarını depo ettirilmesi ve bu bedelle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Bundan zuhul olunarak yazılı gerekçe ile şufa bedelinin 20 milyon lira kabul edilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnine kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz şeşin harcının geri verilmesine 12/11/1997 gününde, oybirliği ile karar verildi.