 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/6-466
Karar No : 1997/663
Tarih : 17.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAHLİYE ( Temerrüd sebebiyle )
- TEMERRÜD SEBEBİYLE TAHLİYE
818/m.260,74
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tahliye, alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.10.1996 gün ve 1995/1256 E- 1996/1016 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 23.12.1996 gün ve 1996/11633- 11723 sayılı ilamı :
( ... Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 31 milyon lira Kira alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar vekili, davalının temerrüt ihtarına konu aylar kirasını yasal süresi içinde ödemediğinden bahisle, temerrüd nedeniyle kiralananın tahliyesine ve 31 milyon Lira kira alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, temerrüde konu aylar kirasının, bir kısmını davacının oğluna bir kısmını da davacının banka hesabına ödediğini, oğlunun tahsile yetkisi olduğunu temerrüde düşmediğini davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi şifahi olup, 1994 yılı aylık kira parasının bir milyon lira, 1995 yılı aylık 1,5 milyon lira olduğu ve kiraların ay sonunda ödendiği hususu ihtilafsızdır.
Davacılar 20.9.1995 keşide 21.9.1995 tebliğ tarihli ihtarla 1994 yılı 6,7,8,9,10,11,12 nci aylar kirasını 1,5 milyon liradan 10,5 milyon lira olarak 1995 yılı 1-9 cu ay kiralarında 2 milyon liradan 18 milyon liraki toplam 28,5 milyon liranın ödenmesini istemiştir. Dosya kapsamından ve bankaya yapılan ödemeden sonra yine davacının oğluna yapılan ödemelere aylarca itiraz edilmediğinden davacının oğlunun da tahsile yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Ödemeler, davacı oğlu Erkan Eren'in banka hesabına ve makbuz karşılığı oğluna elden yapılmışsa da yapılan ödemelerin 200.000 lira eksik olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda temerrüd olgusu gerçekleştiğinden temerrüd nedeniyle kiralananın tahliyesine ve eksik ödenen 200.000 lira alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalı kiracının 1.500.000 TL. olarak ödemek zorunda bulunduğu Temmuz 1995 ve Eylül 1995 ayı kiralarını 1.200.000 TL. olarak ödemek suretiyle toplam 600.000 TL. eksik ödeme yaptığının mübraz makbu ve banka ekstreleri içeriğinden anlaşılmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Davacı kiralayan, davalı kiracısının üst üste on altı ay kira borcunu ödemediğini bildirerek toplam 31.000.000 liranın alınmasına ve temerrüd nedeni ile taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tüm borcunu ödediğini, o nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Kira paralarının dönem sonu artırmaları da dikkate alınarak değişik yollarla davacıya ödenmiş ve fakat hesaplar sonucu yalnızca toplam paradan 600.000 lira eksik ödendiği anlaşılmıştır. Bu hesap, ancak yargı çözümlemesiyle belirginliğe kavuşmuştur. HUMK'nun 74. maddesi de dikkate alındığında temerrüd nedeni ile davalının tahliyesine karar verilemez.
Bu gerekçeyle davanın reddinin doğru olduğu düşüncesiyle yüce çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 17.9.1997
Erbay TAYLAN
3. Hukuk Dairesi Üyesi
KARŞI OY YAZISI :
Her ne kadar davacı çektiği ihtarnamede 1994 yılı için aylık kiranın 1.500.000 lira 1995 yılı için 2.000.000 lira olduğunu ileri sürmüş ise de, yapılan ödemelerden makbuzlardan mahkemenin ve Yargıtay 6. Hukuk dairesinin kararlarından 1994 yılı için aylık kiranın 1.000.000 lira 1995 yılı için 1.500.000 lira olduğu belirlenmiş ve bu şekilde kabul edilmiştir. Davacının oğluna yapılan ödemelerinde geçerli olduğu mahkeme ve daire kararı ile kesinlik kazanmıştır. Temerrüd'ün oluşabilmesi için temerrüd ihtarnamesinde ödenmediği iddia edilen aylara ait kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin incelenmesi gerekir. Davacı ihtarnamede 1994 yılı Haziran ayından Aralık ayına kadar toplam aylık kira bedelinin ayrıca 1995 yılı Ocak ayından Eylül ayına kadar toplam 9 aylık kira bedelinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Bu durumda 1994 yılında 7 ay karşılığı 7.000.000 lira, 1995 yılında 9 ay karşılığı 13.500.000 lira toplam 20.500.000 liranın ödenmediği iddia edilmiştir. Daire bozma kararında bu miktar paranın 200.000 lira eksiği ile ödendiği belirtilmiştir. Oysa dosyadaki belgelerden 1994 yılı için Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira bedeli 5.000.000 liranın davacının oğluna ödendiği, karşılığında ayrı ayrı makbuz alındığı Kasım ve Aralık ayları kira bedeli 2.000.000 liranın bankaya yatırıldığı karşılığında iki ayrı belge verildiği anlaşılmıştır. O halde, 1994 yılı 7 ay karşılığı eksik ödeme yapılmamıştır.
1995 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Haziran ayları için ayrı ayrı 1.500.000 liradan 7.500.000 lira Yapı Kredi Bankasına davacının oğlu Erkan Eren adına, Mayıs ayı için Yapı Kredi Bankasına Erkan Eren adına 1.000.000 lira aynı ay Mustafa Eren adına Ziraat Bankasına 1.400.000 lira Temmuz ayında 1.200.000 lira, Ağustos ayında 2.000.000 lira Eylül ayında 1.200.000 lira Erkan Eren adına Yapı Kredi Bankasına yatırılmıştır. Böylece 1995 yılı ilk 9 ayı için toplam 13.500.000 lira yatırılması gerekirken 800.000 lira fazlası ile 14.300.000 lira ödenmiş olmaktadır.
Sonuç olarak ihtarnamede sözü edilen 16 aylık kira bedeli karşılığı 20.500.000 lira yatırılması gerekirken 21.300.000 lira ödenmiştir. Eksik ödeme söz konusu değildir. Borçlar Kanunu 260. maddesinde sözü edilen koşullar oluşmamıştır. Davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Direnme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulması doğrultusundaki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Gazi ARIKAN
7. Hukuk Dairesi Üyesi