 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/677
Karar No : 1997/963
Tarih : 19.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. İcra Hakimliği'nce davanın kabulüne dair verilen 27.11.1996 gün ve 1996/557 E., 635 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 25.12.1996 gün ve 1996/15851 - 16274 sayılı ilamı ile; (... 1 - Merci kararının ve bunun taalluk ettiği işin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nin hükümleri müsait bulunmadığından, bu yoldaki isteğin reddi oybirliği ile kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi.
2 - İİK'nin 150/b maddesinde (rehin kiraya verilmiş bir gayrimenkul ise icra müdürü alacaklının talebi üzerine takibin kesinleşmesini beklemeden kiracıları da takipten haberdar eder ve işleyecek kiraların İcra Dairesi'ne ödenmesini emreder.) hükmüne yer verilmiştir. İcra Dairesi'ne ödenen kiralar takip kesinleşmeden önce alacaklıya ödenmeyip, icra Dairesi tarafından muhafaza edilir. Borçlunun takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durması, 150/b maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. Aksine, tedbir niteliğindeki bu işlemin takibin durmasına rağmen devam edeceği maddede yazılı (takibin kesinleşmesinin beklenemeyeceğine) değinen ibare ile de sabittir. Bir başka anlatımla, İİK'nin 150/b maddesi gereğince borçlunun kira parasını ipoteğin paraya çevrilmesi konulu takip dosyasına yatırması yasaya uygun olup, adı geçeni kira borcundan kurtarır. Her iki takipte de X Bankası'nın taraf olması, yapılan bu işlemler nedeniyle onun kötü niyetli olduğunu göstermez. Zira nitelikleri farklı olan her iki takip yasada düzenlenen değişik işlemlerden kaynaklanmaktadır. Kaldı ki, borçlu temerrüt oluşmadan kira parasını icra müdürlüğünün talimatı ile rehinli takiple ilgili dosyaya yatırmış, dar yetkili mercide itirazın kaldırılması ve tahliye istemli bu davada, İKK'nin 269/c maddesine göre kira parasının kendisinden ne sebeple istenemeyeceğini, aynı kanunun 150/b maddesine göre kanıtlamıştır. Bu nedenlerle itirazın kaldırılması ve tahliye isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Taraf vekilleri.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - Bozma ilamındaki gerekçeye göre, davacının mahkemenin direnme kararında tahliye hususunda bir karar vermemesi yönündeki temyiz talebinde hukuki yararı bulunmadığından davacının temyiz isteğinin reddi gerekir.
2 - Davalının temyizine gelince;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1 - Davacılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2 - Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.11.1997 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.