 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/5-986
Karar No : 1997/404
Tarih : 2.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.104/son
Taraflar arasındaki "faiz alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aralık Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.10.1995 gün ve 1995/751-405 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 4.3.1996 gün ve 1996/2372-3218 sayılı ilamı:
( ... Dava artırılan kamulaştırma bedeline el koyma tarihinden itibaren faiz verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya münderecatına göre idarenin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyizine gelince;
Davacıların açmış olduğu bedel artırma davası sırasında el koyma tarihinden faize hükmedilmiş el koyma tarihi dosya arasındaki belgede yazılı olduğu halde tarih açıkça yazılmamıştır. Bu nedenle idare faizi ödememiş davacılar bu davayı açmıştır.
Mahkemece el koyma tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken kararda yazılı gerekçelerle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki yazı ve kanıtlara göre davacı, daha önce aldığı kamulaştırma bedelinin faizini istemiştir. Mahkeme ise bu istemi kısmen kabul etmiş ve talep edilen faize de dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine hükmetmiştir. Yanların temyizi üzerine özel daire davalı yanın itirazlarını reddetmek suretiyle davacı yönünden faiz başlangıcını daha da geriye götürerek el koyma tarihinden itibaren hüküm altına alınması gerektiği biçimde hükmü bozmuştur. Gerek yerel mahkemenin ve gerekse özel dairenin dava konusu olan faiz alacağına yine faiz yürütülmesine ilişkin bulunan her iki karardaki düşünce biçimi Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesine aykırıdır. Ancak mahkemenin dava tarihinden itibaren faiz alacağına ayrıca faiz yürütülmesine ilişkin kararı, dairece itiraza uğramadığından ve başlangıcı daha da geriye götürülerek yanlışlığın genişletilmesini öngören düşüncesi davacı yararına kazanılmış hak sonucunu doğurmuştur. Temerrüt faizine faiz yürütülemiyeceği kuralının, buyurucu ve düzenleyici bir ilke olduğu; kamu düzeni niteliğini taşımadığı, olsa dahi, kazanılmış hak kuralının kamu düzeninden daha üstün tutulması ve yanlışlığın da daha fazla genişletilmemesi gerektiği gözetilerek, somut olay itibariyle Usul ve Yasa'ya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.