 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/568
Karar No : 1997/806
Tarih : 15.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındakik "ihbar, kıdem tazminatı ve barınma gideri" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.2.1996 gün ve 1995/77 E-1996/81 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairisinin 12.11.1996 gün ve 1996/12999-20879 sayılı ilamı ile, (..1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığını kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazları ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - İhbar tazminatı beş yıllık zaman aşımına tabi olmayıp, on yıllık zaman aşımına tabidir. Gerçekten Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde bu kanunda başka surette hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on yıllık mürür zamana tabidir denilmektedir. Kararlılık kazanmış uygulama bu doğrultudadır. Bu itibarla ihbar tazminatı yönünden de işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ihbar tazminatının İş Kanunun 13. maddesinde de vurgulandığı üzere TAZMİNAT NİTELİĞİNDE bulanmasına o nedenle BK.nun 126/3 de hükme bağlanan işçi ücreti anlamında kabul edilemiyeceğine, böylece BK. 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiğine göre Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.10.1997 gününde, oybirliği ile karar verildi.