Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/441
Karar No : 1997/649
Tarih : 17.09.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bolu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın husumet yönünden reddine dair verilen 19.9.1995 tarih ve 1994/1323 E., 1995/675 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 9.6.1996 tarih ve 1996/2687-3274 sayılı ilamı ile; (.. Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif üyeliğinden haksız yere çıkarılmalarına dair yönetim kurulu kararının Yargıtay aşamasından geçerek kesinleşen dava sonunda iptal edilmesine rağmen, ortaklık hakları olan Dairelerin verilmediğini ileri sürerek, müvekkilleri adına birer Dairenin verilmesinin sağlanmasını, bu mümkün olmaz ise her bir müvekkili için 300.000.000 TL'nin 26.12.1995 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili müvekkilinin kooperatif başkanı olmadığını, kooperatifin 8.3.1993 tarihle tasfiye edildiğini, zamanaşımının dolduğunu ve davacıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre, dava tarihinde ortada tüzel kişiliğe haiz bir kooperatif bulunmadığından, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Davalı kooperatif dava tarihinden önce sicilden terkin edildiğine göre, mahkemece; tüzel kişiliği sona ermiş kooperatif aleyhine açılan davada, usulünce taraf teşkilinin sağlanabilmesi için sicildeki kaydı ihya etmek amacıyla terkin kaydının kaldırılması konusunda dava açmak üzere davacı tarafa münasip bir önel verilmesi sonucu, Dairesinde tüzel kişiliğin canlandırılması ve taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalının tüzel kişiliğinin bulunmadığından bahisle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Temyiz Eden: Davacılar vekili.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosydaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç edilen ortağın, ihraç kararının iptali üzerine, kooperatiften Daire verilmesi, olmadığı takdirde 600.000.000 TL'nin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacıların 15.7.1985 tarihinde davalı kooperatif yönetim kurulu kararı ile ortak oldukları, parasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle 3.10.1989 tarihinde ihraç edildikleri, ihraç kararının iptali istemiyle 5.12.1990 tarihinde dava açıldığı, ihraç kararının iptaline karar verilip kararının 19.5.1994 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın da 16.11.1994 tarihinde açıldığı, davalı kooperatifin amacı gerçekleştiği gerekçesiyle tasfiye edilip 8.3.1993 tarihinde Ticaret Sicili'nden silindiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tasfiye edilip Ticaret Sicili'nden silinen kooperatifin davada husumet ehliyetine sahip olup olmadığı ve bu durumda bulunan kooperatifin ihyasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 1. maddesinde, kooperatifin tanımı yapılmış, 3. maddesinde kooperatifin kuruluşu hükme bağlanmış, 16/son maddesi ile ortaklıktan çıkarma kararı kesinleşinceye kadar ortaklık hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği, 28. maddede kooperatifin sorumluluğu, 29. maddede sınırsız, 30. maddede sınırlı sorumluluğu, 31. maddesinde de ek ödeme yükümlülüğü hükme bağlanmıştır.
    Öncelikle, belirtelim ki davacıların ihracı ile ilgili karar iptal edildiğine göre, davacıların kooperatifin ortakları olup, 1163 sayılı kanunun 16/son maddesine göre hak ve yükümlülükleri devam etmektedir. Hal böyle olunca, kooperatifin amacının gerçekleştiğinden söz edilemez. O nedenle tasfiyenin sona ermediğinde kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Kooperatifin Ticaret Sicili'nden silinmesi işlemi, kurucu değil, açıklayıcı nitelik taşır. Diğer bir anlatımla ancak gerçek durumu yansıttığı ölçüde hüküm doğurur.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 28. maddesine göre kooperatif mamelekiyle sorumludur. Kooperatifin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için, kooperatifin tasfiye edilmiş, sicilden silinmiş olması yeterli değildir. Kooperatifler Kanunu'nda TTK 179. maddesinden farklı bir hüküm getirilmiştir. Ancak, kooperatif aleyhine gerekli takibat yapılır, sonuç alınamaz ise sorumluluk durumlarına göre, ortaklara müracaat edilebilir. 1163 sayılı kanunun 98. maddesi delaletiyle TTK'nin 224 ve 445 maddeleri uyarınca tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumak zorundadırlar. Borçlu Kooperatifin Ticaret Sicili'nden silinmesi tüzel kişiliğini sona erdirmez, bu nedenle davacı vekiline uygun süre verilerek, tasfiye işlemleri ve ortaklarla ilişkileri tam olarak sona ermediği için, kooperatif tüzel kişiliğinin yeniden ihyası hakkında tasfiye kurulu il ticaret sicili memurluğuna husumet tevcihi suretiyle, dava açmasının sağlanması, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucunun beklenmesi kooperatifin yeniden ihyası halinde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eski kararda direnilmesi doğru değildir. O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 17.9.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini