Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/39
Karar No : 1997/262
Tarih : 26.03.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 22.7.1996 gün ve 1996/560-754 sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 20.11.1996 gün, 1996/12-699 Esas, 1996/818 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Burada çözümlenmesi gereken sorun alıcının diğer paydaşların payına düşen parayı, tam olarak ödeyip ödemediğinin belirlenmesinde toplanmaktadır. Diğer bir anlatımla alıcı durumundaki paydaşlar yönünden, yatırılması gereken bedelin hesaplanması yönetimini tesbit ve tayin etmek; sonuçta alıcı paydaşın, payı karşılığında satış bedelinden ne miktar mahsup yapılmasının açığa kavuşturulması önem arz etmektedir. HUMK.571. maddesince, açık artırmanın İcra Kanunu hükümlerin'ce yapılması açıktır.
    Hemen belirtelimki, Özel Daire bozma kararında da belirtildiği üzere, ihaleye katılan kişilerin ipotek bedelinden sorumlu olmalarını gözetip, hesap ederek pay sürecekleri olgusunun gözden kaçırılmaması gerekir. Biran için alıcı değilde taşınmaz mal üçüncü bir kişiye ihale edilmiş olduğu düşüncesinden hareket edildiğinde, satış bedelinin ipotek nazara alınmadan, tapudaki payları oranında paydaşlara tevzii edilmesi halinde, ipotek borçlusu olan paydaş, hem bu miktar borcundan kurtulmuş olacak hemde, payına düşen, satış, bedelini almış olacaktır ki, bu haksız zenginleşmenin kabul edilmesi mümkün değildir. Taşınmazın ipotek borçlusuna ihale edilmesi halinde de, bu çarpıklığın aynı sonuçlar yaratacağında kuşku ve duraksamaya yer olmamaktadır. O nedenle izlenecek yöntem, satış bedeline ipotek bedelinin eklenmesi ve bulunacak rakkamın paylar oranında paylaştırılması ve diğer paydaşlarının paylarına isabet eden paranın depo edilmesi şeklinde olması zorunludur. Şu durum karşısında, dosyadaki bilgi ve belgelerden, müştekilerin payına düşen paranın noksan ödendiğinin kabulü gerekir. Sırası gelmişken belirtelim ki, Somut olayın özelliğine göre burada ihale bedelinin "Tek olması gerektiği" kuralına da aykırı bir yön bulunmamaktadır. Öte yandan, alıcının payı üzerindeki ipoteğin henüz muaccel hale gelmemiş olması da uyuşmazlığın niteliği itibariyle sonuca etkili değildir. Gayrimenkul kendisine ihale olunan kişi derhal veya verilen önel içerisinde parayı vermez ise, İhale Kararının İcra Müdürü tarafından kaldırılacağı yasal kuraldır (İİK. Md. 133). Bu fesih kararının ne kadar süre içinde alınması gerektiği hakkında, anılan yasa maddesinde, açık bir hüküm sevk edilmemiş ise de; bu boşluğun yasanın özü ve amacına uygun düşen yorumla tamamlanması kaçınılmazdır. Sözü edilen yasa maddesinde, "derhal.. parayı vermezse" yine "üç gün içinde almaya razı olursa", "icra dairesince hemen" şeklindeki yasal öneriler; ihalenin bir an evvel sonuçlandırılmasının amaçlandığını göstermektedir. O nedenle, yargılama içeriğine göre, ikinci en yüksek pey sürene de, aradan geçen zaman süresi de ele alındığında, taşınmazın ihalesine olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, İİK.un 133. uyarınca ihalenin İcra Müdürlüğü'nce feshedilmesine karar verilmesine ilişkin Özel Daire bozmasına uyulması gerekirken, yazılı şekilde direnilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
    Açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme istemi kabul edilmeli onama kararı kaldırılmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalının Karar Düzeltme isteminin kabulü ile Hukuk Genel Kurulu'nun 20.11.1996 gün ve 1996/12-699 E. 1996/818 K. Sayılı onama kararının kaldırılmasına davanın Reddine ilişkin Yerel Mahkeme kararının bozulmasına istek halinde karar düzeltme harcının düzeltme isteyene iadesine yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
 
    KARŞI OY YAZISI
    Maddi olay: Özet olarak, dava şikayet yoluyla ihalenin iptali istemine ilişkindir. İhtilaf, ödemenin ihale bedeli üzerine ipotek miktarının da ilave edilip edilemeyeceğine ve ihalenin feshinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
    Sulh Hukuk Mahkemesinin Kararı : Özet olarak, ihalenin feshi davası ihaleden itibaren 7 gün geçirildikten sonra dava açılmıştır. İhale bedeli verilen 20 gün içinde yatırılmıştır. Davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Daire önce hükmü onamıştır.
    Özel Yüksek Daire'nin 1. bozma kararı; Karar düzeltme üzerine Yüksek Özel Daire gayrimenkul ipotek yükümlülüğü ile belirtilerek satışa çıkartılmıştır. İhale bedeline beş milyar liralık ipotek borcuda eklenerek buunacak miktar üzerinden paylaştırılmanın yapılması ve paranın buna göre yatırılması gerekirken noksan yatırıldığından ihalenin İcra İflas Kanunu'nun 133. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nce feshi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    1 - Direnme Kararı Özet olarak mevcut ipotekde nazara alınarak kıymet takdiri yapılmıştır. Noksan ödeme yoktur, denilerek önceki kararında mahkeme'ce direnilmiştir.
    I - Hukuk Genel Kurulu Kararı: Özet olarak; Yargıtay Özel Yüksek Daire bozma ilamından sonra dosyaya giren hukuki mütealaa ve belgeler yeni değerlendirme konusu olduğundan yeni hükme yönelik temyiz incelemesinin Yüksek Özel Daire'ce yapılması için Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir.
    II - Yüksek Özel Dairenin 2. bozma kararı : Özet olarak satış bedeline ipotek bedelinin eklenmesi ve bulunacak rakkamın payları oranında hissedarlar arasında paylaştırılması ve diğer paydaşların paylarına isabet eden paranın depo edilmesi zorunludur. Şikayetçinin payına düşen para noksan ödendiğinden İİK.133. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nce feshedilmesine karar verilmek gerekirken şikayetçinin şikayetinin yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir. Bu nedenle şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Karar Düzeltme istemi ise reddedilmiştir.
    II - Yerel Mahkemeni Direnilmesi: Özet olarak; önceki kararında belirtilen gerekçelerle mahkeme hükmünde direnmiştir.
    II - Hukuk Genel Kurulu Kararı: Özet olarak; Yerel Mahkeme kararının oyçokluğuyla onanmasına karar verilmiştir.
    Karar Düzeltme İsteği : Davacı vekili önceki iddialarını tekrarla karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Uyuşmazlık: İpotek borcu ile açık arttırma suretiyle satışa çıkarılan gayrimenkulun ihale satış fiatına beş milyar liralık ipotek bedelinin de eklenmesi gerekip gerekmediğine ve ihalenin feshini gerektiren sebepler bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya içeriğine göre, dava konusu gayrimenkulün müşterek mülkiyet halinde bulunduğu, paydaşlardan Şirkete ait hisse üzerinde beş milyar liralık ipotek tesis edildiği, bu miktar borçlu olduğu, ihale açık arttırma şartnamesinde de ipotek borcu ile satışa çıkarıldığı ve ipotek borcu ile birlikte satıldığı (İİK.126,127,128) açıkça anlaşılmaktadır. Bu gayrimenkulü paydaşlardan biri değilde 3. bir şahıs alsa idi yirmidört milyar küsür ihale bedelini ve ayrıca beş milyar ipotek borcunu ödeyecekti. Borçlu haliyle gayrimenkul yirmidört milyar küsür lira, borçsuz haliyle de yirmidokuz milyar küsür kıymetinde olduğu apaçık bellidir. Bu durumda paydaşlardan Şirketin alması halinde durum değişmez. Ancak İcra Müdürlüğü'nce paylaştırmanın yirmidokuz milyar küsür lira üzerinden yapılması gerekir. Ne varki; İcra Müdürü gayrimenkulün ihale bedelinin yirmidört milyar küsür lira içinden ödenmesi gerektiğini düşünerek paylaştırmayı bu miktar üzerinden yaparak alıcı paydaş şirkete diğer hissedarlar için, ödenmesi gereken paranın yatırılmasını bildirmiş, o da verilen ödeme süresi içinde bu parayı yatırmıştır. İcra Müdürlüğü'nce ihale gününden itibaren 7 gün geçtiğinden ve ihalenin feshi davası açılmadığını ve paranın da zamanında yatırıldığı anlaşılınca ihale edilen gayrimenkulün alıcı adına tescilinin yapılmasına 7.6.1994 tarihinde karar verildiği, davacı vekilin 13.6.1994 tarihinde İcra İflas Kanunu'nun 16.maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'ne vaki şikayeti üzerine İcra Müdürlüğü'nce davacının şikayeti 13.6.1994 tarihinde  reddedilmiş, davacı vekili ise, işbu davayı açmıştır. Dava yukarıda belirtildiği üzere birçok safhadan geçmiştir. Yargıtay Yüksek Hukuk Genel Kurulu'nda Yüksek Kurulu'nun Kararının tashihi karar istemi üzerinde görüşülmesi sırasında dahi ihale bedeline ipotek miktarının eklenip eklenmemesi hususunun tartışıldığı Yüksek Kurul"ca bilinen bir gerçektir. Bu durumda gayrimenkulü ihalede satın alan paydaş şirketin ihale bedelini noksan yatırma diye bir kusuru yoktur. İcra Müdürü'nün olaya veya yasaya uymayan işleminin şikayet edilmesi halinde ise, o husus yasaya uygun olarak düzeltilir. İcra Müdürünün hatalı işleminden taraflar zarar görmezler. Olayımızda gayrimenkulü ihale yoluyla satın alan paydaşın noksan bedel yatırması sözkonusu değildir. Olayda hiçbir kusuru yoktur. Bu durumda İİK.133 maddesine göre ihalenin feshi şartları oluşmamıştır. Yapılacak iş, İcra Müdürlüğü'nce, İhale bedeli artı ipotek borcu toplamı olan yirmidokuz milyar küsür lira miktar üzerinden gayrimenkulün satış bedeli nazara alınarak gayrimenkulü satın almayan paydaşların paylarını hesap etmesi, fark miktarın yatırılması için alıcıya bir süre verilmesi, (7 gün gibi) bu müddet içinde fark yatırılırsa alıcının gayrimenkulü iktisap etmesine, verilen sürede fark bedel bedel yatırılmadığı takdirde o zaman İİK.133. göre ihalenin fesh edilmesine karar vermek gerekir. Hal böyle iken; İcra Müdürlüğü'nün yasaya uymayan işleminden dolayı alıcının cezalandırılması hak ve adalet ölçüleriyle bağdaşmaz. Bu itibarla gayrimenkulün gerçek bedelinin yirmidört milyar küsür lira ihale bedeli artı beş milyar ipotek borcu = yirmidokuz milyar küsür lira olarak kabulü yönündeki çoğunluk kararına katılıyorum. Ancak yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 133. maddede belirtilen ihalenin feshi şartları doğmadığından noksan bedel yatırma ise, İcra Müdürü'nün işleminden kaynaklandığı cihetle fark bedelin İcra Müdürlüğü'nce verilecek ek süre içinde yatırılması halinde ihalenin feshinin gerekmediği görüşünde olduğumdan bu yönden Yüksek Kurul'ca kabul ve değişik bozma hususunda karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan Yüksek Kurulun ihalenin feshi yönündeki bozma hükmüne karşıyım. 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini