 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/13-354
Karar No : 1997/ 565
Tarih : 18.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SATIŞ BEDELİNİN İSTİRDADI ( İsbat külfeti )
- CEZA-HUKUK İLİŞKİSİ
- HİLE ( Gayrımenkul Satış bedelinin ödenmesi )
- SENEDE BAĞLANMASI TEAMÜL OLMAYAN İŞLER
- YEMİN
818/m.53,28
1086/m.293/4
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.3.1996 gün ve 1991/675 E - 1996/233 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.10.1996 gün ve 1996/6763-9068 sayılı ilamı;
( ...Davacı, davalıya ait evin 320.000.000 TL.'ye alımı konusunda anlaştıklarını, bu amaçla satış bediline mahsuben davalıyı 150.000.000. TL.elden verdiğini ancak davalının tapuda ferağ vermediği gibi aldığı bedeli iade etmediğini öne sürerek 150.000.000. TL'nın davalıdan 19.6.1991 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline veya satım konusu sözleşmeye göre ödeyeceği 170.000.000. TL. para ilavesiyle anılan taşınmazın mülkiyetinin adına hükmen tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 150.000.000. TL.nın 21.6.1991 tarihinden itibaren % 30 kanuni faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya 150.000.000 TL. satış parası verdiğine ilişkin yazılı bir delile dayanmamıştır. Davalı hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı ikame olunan Ceza davasında taraflar arasındaki ilişkinin hukuki bir ilişki olması nedeniyle beraat kararı verilmiştir. Bu nitelikteki bir Ceza Hakirmnin kararı Hukuk Hakimini bağlayıcı nitelikte kabul edilemez ( BK. 53. md. ). Davacı iddiasını tanık sözleriyle kanıtlamak istemiş, mahkemece de ceza yargılamasındaki tanık sözierine dayanılarak hüküm kurulmuştur. Dinlenen tanıkları davalının olayda, davacıya karşı hileli bir davranışının varlığını somut bir biçimde bildirmemişlerdir. Bu durumda tanık sözlerine itibar edilerek karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne varki, davacı dava dilekçesinde "yemin deliline dayandığından davacıya bu hakkı hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı(BOZULMASINA) ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı ile davalının mülkiyeti davalıya ait bulunan apartman dairesinin 320.000.000 lira bedel karşılığında alım satımı konusunda anlaştıkları, satış bedelinin bir kısmının peşin olarak ödenmesi konusunda da mutabakat sağladıkları bu sözlü anlaşmanın yerine getirilmesi için tarafların Nizamettin adındaki kişi ile birlikte davacının hesabının bulunduğu banka şubesine gittikleri, davacının mark olarak bankaya yatırdığı paranın vadesini bozarak Türk parasına çevirttirip 150.000.000 lira Türk parasını davalıya satış bedeli olarak ödemek üzere bankadan aldığı, hep birlikte tapu işlemi yaptırmak üzere ilgili Tapu Dairesine gittikleri, orada tapu işlerinden anlayan bir ıstidacıya dilekçe yazdırdıkları tapu harcı olarak gerekli harçlan davacı ve davalının ayn ayn yatırdıkları, böylece davacının alım satımın gerçekleşeceği konusunda tam bir kanaate ve inanca vardığı, tapu işlemlerinin başladığı sırada davalının satışa konu olan dairenin ipotekli olduğundan sözederek parayı alıp ipoteği çözdürmek isteğini davacıya söylediği, davacının da alım satımı konusundaki iriaç ve güveni sebebiyle ve satış parasının peşinatı olarak 150.00.000 lirayı davalıya verdiği, davalının tapu dairesinden tekrar geri gelmek üzere ayrıldığı ancak bir daha gelmediği, satış bedeline karşılık oraya kaldığı 150.000.000 lirayı da almadığı söyleyerek inkar ettiği , davalı hakkında dolandırıcılık fiilinden dolayı açılan Kamu davasında bu fiilleri sabit görülerek mahkumiyetine karar verildıği ancak, Yargıtay Yüksek 6. Ceza Dairesince davalının sabit olan fiilinin hukuki nitelikte görülüp mahkumiyet kararının bozulduğu bozma kararından sonra davalının beraatine karar verilmiş olduğu dosya içeriğiyle belirienmiştir. HUMK. nun293/4 maddesi hükmüne göre "halin icabına" ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede bağlanması teamülden olmayan işlemler ile hata ve hile iddialarını tanık dinlenmek suretiyte kanıtlanması mümkündür. Uyuşmazlık konusu olayda yukarıdan beri açıklanan fiillerin davalının hileli davranışlarını ortaya koyduğu açıkca belirlenmiştir.
Kaldıki, olayın gelişimi bakımından davacının Tapu İdaresinde yapılmakta olan işlem sırasında peşinat olarak verdiği para için ayrıca senet yapılması da teamülden değildir. Bütün bu durumlar karşısında olayda tanık dinlenmesinin mümkün olduğu ve dinlenen tanık sözleri ile davacının iddiasının sabit olduğu ve hukuka uygun olan direnme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne karşıyım.
7. Hukuk Daire Üyesi
Mehmet YILDIZ