 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/12-517
Karar No : 1997/776
Tarih : 8.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İLAMLI İCRA
SÜREYE BAĞLI OLMAYAN ŞİKAYET
KARAR ÖZETİ : Edayı ve yaptırımı içermeyen tespite ilişkin ilamlar,ilamlı icra yolu ile takibe konulamaz. Dolayısıyla bu tür mahkeme hükmü için ilamlı takip yolunun seçilmesi ve bu prosedürdoğrultusunda borçluya icra emri gönderilmesi, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olduğundan, bu konudaki şikayet IlK nun 16/2 maddesi gereğince süreye tabi değildir.
(2004 s. İlK. m. 16/2)
(1581 s. TKKK. m. 12)
(1136 s. Av. K. m. 64, 86, 162)
(1512 s. Noterlik K. m. 20/5, 117/1, 145/Il)
Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kartal 1. Tetkik Mercii)nce davanın şikayetin süre yönünden reddine dair verilen 10.10.1996 gün ve E. 1996/475 K. 1996/768 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 3.12.1996 gün ve E. 1996/14904 - K. 1996/15152sayılı ilamı ile; (.... icra takibinin dayanağı Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.12.1995 günlü ve 1995/488-692 sayılı ilamıdır. Kararın hüküm fıkrasında kamulaştırma bedelinin 205.041.834 lira arttırıldığı belirtilmiş ve açıkça ".. tahsil talebi bulunmadığından talep gibi bununla yetinilmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur. ilamın infazı gereken bölüm hüküm fıkrasıdır. Somut olayda dayanak ilamda sarahaten asıl alacak ve bunun faizine yönelik tahsile ilişkin hüküm kurulmadığı belirtilmesine rağmen, mercice ve yorum yoluyla aksine sonuca ulaşılması takip hukuku açısından mümkün görülmemiştir. İlama aykırı olarak talepte bulunulması halinde icra emrine itiraz ve şikayet süreye tabi değildir. Bu nedenle işin esası incelenerek yukarda yazılı ilkeler ışığında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi isabetsizdir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/Il. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası İİK.nun 32 ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddede (Para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder...) hükmüne yer verilmiştir. İİK.nun "ilam mahiyetini haiz belgeler" başlığını taşıyan 38. maddesinde ise (Mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir...) denilmektedir. Yine bazı özel kanunlarda, konuları ile ilgili birtakım belgelerin ilam niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Örneğin, 1581 s. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri K.m. 12; Avukatlık K.m. 162, 64, 86; Noterler K.m. 145/Il-, m. 117/1., m. 20/5 gibi, görüldüğü üzere yasa koyucu hangi belgelere dayanılarak ilamlı takip yapılabileceğini önemine binaen titizlikle düzenlemiş, gerekli gördüğü hallerde bunu kanunla belirleyip sınırlandırmış, anılanların dışında kalan kayıt ve belgelerin ilamlı takiple icraya konulmasına üstünlük tanımamıştır. Hemen belirtelim ki az yukarıda sayılan ilamlar, edayı içeren ilamlardır. Buna karşılık tespite ilişkin ilamlar, "ilamlı icra" yolu ile takibe konulamaz. En önemlisi ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. 0 nedenle, mahtud yetkili icra Tetkik Mercii Hakimi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip değildir. Açıklanan hukuk kurallarının ışığında somut olaya bakıldığında; icra takibinin dayanağı Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.12.1995 günlü ve 1995/488 - 692 sayılı ilamıdır. Kararın hüküm fıkrasında kamulaştırma bedelinin 205.041.834 TL. artırıldığı belirtilmiş ve açıkça özellikle tahsil talebi bulunmadığından talep gibi bununla yetinilmesine..." şeklinde hüküm kurulmuş bu şekliyle karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 11.6.1996 gününde onanmıştır. Dahası onama ilamında kararın hüküm bölümü düzeltilmemiş, böylece mevcut hali ile kesinleşmiştir. Hal böyle olunca; takibe konu mahkeme hükmünün edayı ve yaptırımı içeren bir ilam niteliğinde olmadığı açıktır.
Bu kabul karşısında; icra hakimliğinin ilamın hüküm fıkrasını kendiliğinden yoruma tabi tutması ve edayı içeren bir ilam gibi nitelendirilip benimsemesi isabetsizdir. İİK.nun 16/2 uyarınca, Bir hakkın yerine getirilmemesinden, kaynaklanan şikayetler süre ile sınırlandırılmamıştır. 0 nedenle; olayda ilamlı takip yolunun seçilmesi ve bu prosedür doğrultusunda borçluya icra emri gönderilmesi usul ve yasaya özellikle takip konusu ilamın niteliğine aykırıdır. Açıklanan nedenler altında, özel dairenin bozma kararına uyulması gerekirken direnmeye ilişkin karar verilmesi, bozma nedenidir.
S o n u ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 8.10.1997 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.