Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/129
Karar No : 1997/360
Tarih : 16.04.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "verasetin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 31.12.1994 gün ve 1989/923-1994/1311 sayılı kararın incelenmesi dava vekili tarafından istenilmesi üzerine,
    Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.4.1995 gün ve 1995/4314-5093 sayılı ilamı;
    (... Davacının murisi olduğunu iddia ettiği Cemal'in Bulgaristandan Türkiye'ye geldikten sonra 29.4.1978 de Türk vatandaşı olarak öldüğü nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır.
    Davacı ve kardeşi Sevinç ise babaları ile birlikte Türkiye'ye gelmemişler, babalarının ölümünden sonra Türkiye'ye gelmiş ve Türk vatandaşlığına geçmişlerdir. Taraflar arasındaki ihtilaf Türk vatandaşı olarak ölen kişiye, mirasın açıldığı tarihte Bulgar vatandaşı olan kızlarınınmirasçı olup olamıyacağı noktasındadır.
    Müteveffa ile davacı ile kardeşi, mirasın açıldığı tarihte ayrı ayrı devletlerin tabiiyetinde bulunduğu için, uyuşmazlığın çözümünde Devletler Hususi Hukuku ile ilgili kuralların uygulanması lazımdır. Türkiye Cumhuriyetinin benimsendiği, kazai ve ilmi içtihatlarında teyid eylediği sisteme göre, bir Türk vatandaşına, Türk uyruklu olmıyan yabancının mirasçı olabilmesi için o kimsenin memkeletinde, kendi vatandaşlarına bir Türk'ün mirasçı olabileceğinin kabul edilmiş olması gerekir (2675 sayılı kanun 2,2644 sayılı tapu kanunu 35).
    Türk Yabancılar Hukukunun kuralları ırk esasına göre değil vatandaşlık esasına göre düzenlenmiştir. Davacının ve kardeşinin Türk soylu olması kuralın uygulanması bakımından sonuca etkili olamıyacağı gibi (Y.H.G.K. 10.2.1993 tarihli 717-39 sayılı kararı). 16.6.1989 tarihinde yürürlüğe giren 3583 sayılı kanunla 2510 sayılı kanna eklenen ek 33. maddenin olayla bir ilgisi yoktur. Miras 29.4.1978 tarihinde açılmış olup, söz konusu kanun daha sonra yürürlüğe girmiştir.
    "Miras ölüm ile açılır" (M.K.517). "Ehil olmıyanlardan başka her kes kanuni mirası veya lehine vasiyet yapılan kimse olabilir" (M.K.519). "Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak lazımdır" (M.K.522). Buradaki ehliyet Medeni Kanunun 8. maddesinde kurala bağlanan hak ehliyeti olup, ancak kanunların müsaade ettiği nisbette sonuç doğurur. Şu halde bir kimsenin mirascı olabilmesi için mirasın açıldığı tarihteki hukuki durumu önemlidir. Mirasın açıldığı anda mirasçı olmayan kimsenin sonradan statüsünün değişmesi miras iktisap eden diğer mirasçıların haklarını azaltmaz.
    Dosya arasında bulunan Adalet Bakanlığının 12.6.1990 tarihli yazısında gayrımenkul mallarna mirasçılık bakımından mirasın açıldığı anda davacı ve kardeşinin vatandaşı oldukları Bulgaristanla Tapu Kanununun 35. maddesinde yer alan mütekabiliyet şartının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönler gözetilmeden davacı ile kardeşi Sevinç'in gayrimenkullere de mirasçı olabileceğinin kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararını Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini