 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/11-836
Karar No : 1997/1075
Tarih : 17.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "Tescilli Markaya vaki tecavüzün meni ve Alacak" davacından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.11.1996 gün ve 1995/298-1996/589 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11 .Hukuk Dairesinin 25.3.1997 gün ve 1997/1580-2101 sayılı ilamı ile; (....Davacı vekili, müvekkilinin tescilli "loft" markası ile giyim eşyası üretip pazarladığını, müvekkillerinin bu mamullerinin ancak sözleşme imzalayan bayiileri vasıtasıyla satılabileceğini, davalının ise bayi olmadığı gibi, taklit "loft" markalı kalitesiz ürünleri işyerinde pazarladığını, bu hususun markaya tecavüz ve haksız rekabet olduğunu ileri sürerek haksız rekabetin tespit ve menine, şimdilik (5.000.000) TL maddi ve (250.000.000) TL. manevi tazminatın tahsiline, ilana karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ürünleri dava dışı B... Ltd.şti.nden fatura karşılığı olarak satışa sunduğunu, taklit olduğunu bilmediğini, aleyhine haksız rekabet davası açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere nazaran, davalının, davacı markası ile iltibasa imkan verir şekilde taklit markalı ürünleri işyerinde bulundurarak pazarladığı, bu hususun marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğu, ancak, maddi ve manevi tazminat istenebilmesi için davalının kusurunun varlığının gerektiği, oysa, davalının söz konusu ürünleri dava dışı firmadan alarak pazarlamış olup, esasen iyiniyetli olduğunun davacı tarafından da kabul edildiği, bu durumda tazminat isteminin yersiz olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, davalı eyleminin davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespit ve menine, elde edilen ürünler üzerindeki "loft" markası ve diğer tanıtma vasıtalarının imhasına, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, ilana karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TTK.nun 58 nci maddesi hükmüne göre, haksız rekabet nedeni ile zarar gören kimsenin isteyebileceği şeylerden birisi de kusur varsa zarar ve ziyanın tazmini ile BK.nun 49 ncu maddesinde gösterilen şartlar varsa manevi tazminat olup B.K.nun 49 ncu maddesi, daha geniş bir kavram olan "şahsi menfaatin "'esasına dayandığı halde, TTK.nün 53.nci maddesi sadece "iktisadi menfaatin ihlaline" ve hatta böyle bir tehlikeye maruz kalınmasına istinat etmektedir.
Mahkemece, davalı eyleminin davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğu tespit edilerek menine karar verilmiş ve bu gerekçe davalı tarafından temyiz edilmemiştir. Marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet esas itibariyle bir haksız fiil olup, ticaret ile uğraşan davalının basiretli bir tacir gibi davranması, özellikle bayiileri tarafından satışa sunulan davacı ürünlerinin, üstelik taklit edilmiş benzerlerini rastgele piyasadan alıp satış için işyerinde bulundurmaması gerekir. Öte yandan, davacı vekili, imzası ile tasdik ettirilmeyen 3.7.1995 tarihli celsedeki beyanının zaptasehven maddi hata ile yanlış geçirildiğini, 4.7.1995 tarihli dilekçesi ile açıklamış ve yargılama sırası maddi tazminat taleplerinde neye dayandıklarını açıklamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı yararına takdir edilecek maddi ve manevi tazminata da hükmetmek gerekirken, davalının iyiniyetli ve kusursuz olduğundan bahisle bu yöne ilişkin istemlerinin reddi doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme k ararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 17.12.1997 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.