Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/11-476
K:1997/744
Tarih : 24.9.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAZMİNAT
TİCARİ ARAÇ İŞLETENİ
VARSAYIMLI İŞLETEN
 
KARAR ÖZETİ :İlgilisi tarafından, başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili, tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kişi işleten sayılır.
 
(2918 s. Trafik K. m. 3, 19, 20, 21, 85, 91)
 
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Zonguldak Asliye 2. Hukuk Mahkemesi)ncedavanın kabulüne dair verilen 8.11.1995 gün ve 1994/72 E-1995/557 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Necati vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 6.5.1996 gün ve 1996/2696-2983 sayılı hami ile; (... Davacı vekili, müvekkilinin davalı Necati'ye ait otobüste yolcu iken uçuruma yuvarlanması sonucu malül kaldığını ileri sürerek, fazlaya ait haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik (2.500.000) TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan. müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
 
Davalı Necati cevabında, müvekkilinin bu kazada, herhangi bir kusur ve ihmali sözkonusu olmadığını, kazada ölen şoföründe kusuru bulunmadığını beyan etmiş, 6.5.1994 tarihli dilekçesi ile 1.11.1994 tarihli celsede aracın olaydan önce kazada ölen sürücü Cemil'e satıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
 
Davalı sigorta vekili cevabında, tazminatın, iddianın isbatı halinde limitle sorumlu ve garameten paylaştırılmasını savunmuştur.
 
Mahkemece; adli tıp kurumu maluliyet raporu, bilirkişi raporu ye toplanan delillere göre, kazada davacının %46 oranında malül kaldığı, bu maluliyete tekabül eden kazanç kaybının (3.332.398.460) TL. olduğu gerekçesiyle, davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne, (2.500.000) TL. sının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
 
Kararı, davalı Necati vekili temyiz etmiştir.
 
1. Davalı savunmasında, hasara neden olan aracın, kazada ölen sürücü Cemile satıldığını ileri sürmüş ve mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır. Her ne kadar 2918 sayılı Yasaya göre noterden satış yapılmayan araçların mülkiyeti alıcıya geçmez ise de, aracın satılarak zilyetliğinin devir durumunda işleten sıfatının değişeceği kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, aracın zilyetliğini devir alıp uzun süreli kullanılması halinde, işletenin bu, alıcının olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, açıklanan bu ilkeler gözönüne alınmaksızın, yazılı biçimde karar tesisi doğru görülmemiş ve eksik incelemeye davalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
 
2. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna, davalının yapmış olduğu itirazlar, miktar itibariyle açılacak ek davada inceleneceğinden, dava miktarına göre, bu dava içerisinde itirazlarının nazara alınmaması, bu yönden bozmayı gerektirmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
Temyiz Eden: Davalılardan Necati vekilleri
 
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
Davada çözümlenmesi gereken sorun "işleten"in hukuki niteliğini belirlemekte toplanmaktadır. İşleten bir terim olarak yasaya girmiştir. 232 sayılı Yasayla değişikliğe uğratılmadan önceki eski Yasa, "kullanan" deyimini; 232 sayılı Yasa ise "kullanan" sözcüğünün yerine "araç sahibi" demekteydi; Ne var ki bu deyimler kesin ve yeterli sonucun sağlanmasına elverişli olmadığından şekli ölçüyle birlikte aşağıda açıklandığı üzere maddi ölçü kıstasınında olaylara uygulanmasını zorunlu kılmıştır, şekli ölçüye göre işleten, satışa esas olan tescil belgesinde (m.19) aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan trafik belgesinde (m. 21), sigorta poliçesi ile (m. 91) vergi kaydında adı yazılı kişidir. (Ahmet Kılıçoğlu, 2918 sayılı Yasaya göre araç, işletenin sorumluluğu, Batider C.XII, Sa: 2-3; Bolat Bolatoğlu, Karayolları Trafik Kanununa göre Motorlu Araç, işletenin Hukuki Sorumluluğu, Ank. 1988, s. 55). Maddi ölçü ise araçtan yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği temel alır. Hemen belirtelim ki yeni Yasa, bu temel olgu üzerine oturtulmuş; fakat çeşitlemelere yer verilmiştir.
 
O nedenle, konunun daha aydınlığa kavuşması için işleten çeşitleri üzerinde durulması kaçınılmazdır. Kimlerin işleten olabileceği Yasada sıralanmıştır. Öncelikle vurgulayalım ki kimin araç sahibi olduğu konusunda, trafiğe tescil ve tescil belgesi ile sahiplik ve satış belgesi birer delil işlevi niteliğindedir (Bkz. Bolatoğlu, Op. Cilt. 65 vd.). Yasa, 3. maddesinde "Araç sahibini, Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir" şeklinde tanımlamıştır. Tescilli araç, ancak noter sözleşmesiyle devredilir ve noter, ertesi günü tescilin sağlanması için durumu bildirir (m. 20/d ve 20/e). İşte bu arada bir kaza olduğunda o zaman aracın kim yararına kullanıldığına bakılarak sorumlu kişi tesbit ve tayin edilecektir.
 
Trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan kişi, aracı, kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan çıkar sağlıyorsa, kişiliğinde hem şekli hem de maddi anlamda işletenlik sıfatını birleştirmiş olur.
 
Noterlerin, düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescil, mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşır. O nedenle kuşku ve duraksama hasıl eden durumlarda aracın malikine işleten gözüyle bakmak ve buna ağırlık vermek yerinde olacaktır (Bkz. Ergün Ozsunay, Trafik Hukukunda Zarar Giderimi Sorumlusu Olarak "İşleten" (Araç sahibi) Kavramına İlişkin Bazı Sorunlar, Batıder Temmuz 1971, C.VI., s. 1, sh.83-110).
 
Araç işleticisi deyimi 17.10.1966 değişikliğiyle 1. Bölüm başlığı altında 85. maddenin matlabına girmiştir ki, ticari araç işleteni anlamına gelmektedir.
 
Motorlu aracın, bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi durumunda bu teşebbüs de sorumluluğa katlanacaktır. Buna teşebbüs sahibinin sorumluluğu denir.
 
Teşebbüs sahibi, üçüncü maddedeki tanımlamaya göre "işleten" değildir; fakat gerek motorlu araç sahibi ve gerekse araç işleticisiyle birlikte müteselsilen zarar görene karşı sorumludur. Başka bir söyleyişle teşebbüsün sorumlu olması gereken durumlarda işletenin sorumluluğu kalkmış olmaz. Yine mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi durumlarda kiracı, ariyet veya rehin alan kişilerde öteki işleten sıfatına. sahiptirler. Bunların yanında birde varsayımlı işletenlik söz konusudur. Gerçekte de Yasa, zarar görenleri danışıklı (muvazaalı) işlemlere karşı koruma bakımından bir de varsayımlı işletenliği öngörmüştür (m.3). Kişiler, üçüncü kişilere karşı danışıklı işlemlere girişebilirler. Örneğin, mal varlığı az ya da yok olanlar üzerlerine aracı kaydettirebilirler, rehin vermiş ya da kiralamış gözükebilirler. işte Yasa, koyucu bu durumda "ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere, işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır" demektedir.
 
Kanıtlama yolu ile kişi ya da kişileri belirleme, ona ya da onlara teknik anlamda işletenlik niteliği vermez; işleten gibi sorumlu olmaları sonucunu doğurur.
 
Öyleyse öncelikle görünür işletenlere başvurulduğu ve kuşkulu bir durum söz konusu olmadığı sürece sorumluluk yolunda hüküm kurulmalıdır. Davacıların iddiaları ya da davalıların savunmaları varsayımlı işletenliğe yöneldiğinde muvazaalı işlemler konusundaki genel ilkeler gözetilmelidir. Açıklanan Yasal kuralların ışığında somut olaya bakıldığında davacı, 67.. 669 plaka sayılı minibüste yolcu iken onun devrilmesi sonucu yaralanmış ve şoför Cemil kazada ölmüştür.
 
Davacı, 16.7.1993 gününde oluşan bu kaza dolayısıyla araç sahibi Necati hakkında tazminat davası açmıştır.
 
Davalı vekili, 4.2.1994'de verdiği cevap dilekçesinde, aracın kendilerine ait olduğunu, kendilerinin ve şoförün olayda kusuru bulunmadığını savunmuştur.
 
Davalı vekili, 26.4.1994 günlü ilk oturumda "bizim çalıştırdığımız şoförün kusuru yoktur" demiştir. Yargılama yürümüş ve 3.2.1995 günlü oturumda davalı vekili, bir izin belgesi verdiğini söylemiş ve o belgenin eki olarak ölen şoförün eşinin 17.5.1993'de davalıdan satın alınan aracın üçüncü kişilere devrine onay veren 4.1.1994 günlü adi bir belge sunmuştur. Bu belgenin duruşmada okunduğu ve bir örneğinin davacı tarafa verildiği yolunda tutanaklarda bir belirti yoktur. Duruşma başka bir nedenle ertelenmiş ve iki yıl daha süren yargılamada böyle bir konu bir daha gündeme getirilmemiştir.
 
Oysa, trafik kaza tutanağında malik olarak davalının adı yazılı ve sigorta poliçesi de iki yıl süreli olarak 8.12.1992'de davalı adına düzenlenmiştir.
 
Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davalının işletenliği kabul ettiği, buna yargılama aşamasında somut bir şekilde karşı koymadığı kaldı ki isbat yolunda da bir girişimde belirlenmediğinden davalının araç sahibi dolayısıyla işleten olduğunun kabulü gerekir. Öyleyse yerel mahkemenin direnmesi yerindedir. İşin esasının incelenmesi için dosya özel dairesine gönderilmelidir.
 
S o n u ç: Yukarıda açıklandığı üzere direnme kararı yerinde olduğundan işin esasının incelenmesi için dosyanın 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.9.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
 
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda, işletenin sorumluluğu öngörülmüştür. Araç maliki işletenin ise, sorumlu olacağı açık ve kesindir. Eğer araç maliki işleten veya taşıyıcı değil ise, gerek üçüncü kişilere ve gerekse yolcuya karşı sorumlu olmaz.
 
Araç maliki olan davalının vekili, savunmasında; müvekkilinin çalıştırdığı dava dışı sürücüsünün kusuru olmadığını ileri sürmüş ve fakat 1.11.1994 günlü oturumda da, aracın haricen bu sürücüye satıldığını ve zilyetliğin bu sürücüye, yani Cemil'e devredildiğini ve dolayısıyla müvekkilinin işletici olmadığını belirtmek istemiş ve bu husus da delilleri olduğunu açıklamıştır. Davalı vekilinin bu genişletilmiş savunmasına karşı, davacı vekili bir itiraz ileri sürmediği gibi, savunmanın genişletilmesine de karşı çıkmamıştır. Bu durumda, aracın işletilmesinin başkasına ait olduğuna ilişkin dayalı savunmasının değerlendirilmesi ve delillerinin toplanması ve bu delillerin ışığında bir karar tesis etmek gerekir. Aksi halde, davalının bu savunmasının sınırlandığı sonucuna varılır.
 
Genel Kurulun sayın çoğunluğu işletenin sorumlu olacağını benimsemiş olmakla beraber, davalının işletici olmadığına ilişkin savunmasına değer vermemiş ve bu savunmaya da ispat olanağı tanımamıştır. Bu nedenle, eksik incelemeyle verilen yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, onama biçiminde oluşan sayın çoğunluk kararına katılmıyorum.
 
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı
          Gönen ERİŞ
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini