 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/111
Karar No : 1997/378
Tarih : 02.05.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "borçlu olmadığının tesbiti ile ödeme emrinin iptali "davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.5.1996 gün ve 1996/427-626 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 4.7.1996 gün ve 1996/3868-4019 sayılı ilamı:
(.. Dava hukuki nitelikçe, işyerini 506 sayılı yasanın 82. maddesi anlamında devir almadığını, bu nedenle eski işverenin kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından müteselsilen sorumlu bulunmadığının tesbit ile ödeme emrinin iptali ve sataşmanın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 82. maddesidir. anılan maddede; sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse, eski işverenin kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından aynı zamanda yeni işverende müteselsilen sorumludur, hükmü öngörülmüştür. Madde anlamında, "devir" ve "intikal" den bahs edilmek için, işyerinin işler bir halde sigortalıları ile birlikte yeni işverene geçmiş bulunması gerekir. İşyerinin devir ve intikalinde, gerçekte işyeri değil, onun işvereni değişmektedir ve yeni işveren eskisinin ardası (halefi) olmaktadır. İşyerinin kapatılmasından sonra, yeni işveren tarafından yepyeni bir işyeri olarak açılmış bulunması işyerindeki işin işverenin kendi sorumluluğu altında başkasına yaptırılması, işyerinin kira sözleşmesine son verilip boşaltıldıktan sonra başkasına kiralanması, sadece işyerindeki malzemelerin satılması eski müteahhidin sözleşmesi feshedilip geriye kalan işin eksiltmeyle bir başka müteahhide ihale edilmesi gibi durumlarda devriden söz edilemiyeceği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda; işyeri Çavuşoğlu Altay Özel Eğitim öğretim İşletmeleri Anonim Şirketine ait iken 28.3.1995 gün 11774 sayı ile Bakırköy 12. Noterinden tanzim olunan sözleşme ile 1.4.1995 tarihinden itibaren Bilim Eğitim Öğretim hizmetleri Anonim Şirketince ve "devir alındığı 28.4.1995 gün 65-38 nolu müfettiş tutanağından ve sözleşme içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, işyeri Bilim Eğitim Öğretim Hizmetleri Anonim Şirketi tarafından "devir" alındıktan sonra işyerinde aynı hizmetlerin aynı sigortalılar tarafından yürütüldüğüne göre başka bir anlatımla, işyeri işler bir halde sigortalılar ile birlikte yeni işverene geçmiş bulunduğundan 506 sayılı yasanın 82. maddenin öngördüğü koşulların davacı şirket yönünden oluştuğu açık seçiktir. Hal böyle olunca, davacı şirketin eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından müteselsilen sorumlu olması gerektiği hukuksal gerçeği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.