Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1997/10-698
K. 1997/895
T. 5.11.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
SSK İŞLEMİNİN İPTALİ
2829 SAYILI YASANIN YORUMU
HİZMETLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ
 
KARAR ÖZETİ : Yasanın amacı sözle çelişiyorsa, söze değil amaca önem verilmesi gerekir.
 
2829 sayılı Yasanın 8/2. maddesinin amacı, hiç bir kurumdaki hizmeti aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ve hak sahiplerine aylık bağlanmasını sağlamak ve değişik kurumlardaki hizmetlerin birleştirilerek ziyan olmasını önlemektir.
 
Aylık ve koruma kapsamı bakımından daha üstün olan Sosyal Sigortalar Yasasına tabi olarak ölüm aylığı hakkını kazandıktan sonra Bağ-Kur üyesi olan hak sahibine, kazanılmış hakkı doğduğundan SSK tarafından emekli aylığı bağlanmalıdır,
 
(2829 s. HBK. m. 8/2)
(506 s. SSK. m. 66/c)
(743 s. MK. m.1)
(YİBK., 22.2.1997 gün, 1/1 s)
 
Taraflar arasındaki "kurum işleminin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara 5. İş Mahkemesi) nce davanın kısmen kabulüne dair verilen, 25.12.1996 gün ve 1996/1217 E-2192 K.sayılı kararın, incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 30.1.1997 gün ve 1997/624-574 sayılı ilamiyle; (...Davacıların murisi İbrahim'in ölümünden önce, 1.11993 tarihinden, ölüm tarihi olan 18.9.1995 tarihine kadar Bağ-Kur sigortalısı olmasına göre, ölüm aylığının, 2829 sayılı Kanunun 8/2 maddesi uyarınca en son sigortalılığın gerçekleştiği Bağ-Kur tarafından bağlanması gerekirken, yazılı gerekçe ile SSK. tarafından bağlanmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 
Temyiz Eden: Davalılar vekilleri
 
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlığın çözümü davada uygulanacak 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarını tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi hakkındaki Kanunun 8/2 maddesinin yorum yoluyla gerçek amacının tespitinde toplanmaktadır.
 
Anılan Yasa maddesinde "ancak malullük, ölüm 5434 sayılı TC. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re'sen emekli olma ve bağlı oldukları Kurumun Kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinin sonuncusunun tabi olduğu Kuruma kendi mevzuatına göre aylık bağlanır" sözlerine yer verilmiştir.
 
Somut olayda, davacıların miras bırakanının, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasına tabi sigortalı sıfatıyla; 1.7.1976-31.12.1992 tarihleri arasında süren sigortalılık süresinin 5 yıldan fazla, keza prim ödeme gün sayısının ise 3781 gün olduğu, 1.1.1993 tarihinden ölüm tarihi 18.9.1995 tarihine kadarda, kendi nam ve hesabına, bağımsız çalıştığından Bağ-Kur üyesi bulunduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşıldığı gibi, bu Konuda bir uyuşmazlıkta söz konusu değildir.
 
Bu bağlamda hemen belirtelim ki, miras bırakanın (sigortanın) Bağ-Kur üyesi olduğu 18.9.1995 tarihi itibariyle, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda ölüm aylığı bağlanmasını düzenleyen 66/c maddesinde öngörülen hem sigortalı olma süresi, hemde prim ödeme yönünden aranan koşulları da fazlası ile iktisap ettiği kanıtlanmıştır.
 
Diğer bir anlatımla, sigortalının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 66/c maddesi Uyarınca ölüm aylığı yönünden kazanılmış haklarının doğduğu çok açıktır.
 
Şu durum karşısında, 506 sayılı Yasanın 66.maddesince ölüm aylığı bağlanması durumunda, sigortalının alacağı ölüm aylığı parası, 2829 sayılı Yasa'nın 8/2 maddesince hizmetlerin birleştirilmesi yoluyla alacağı ölüm aylığı parasından çok fazladır. Oysa; Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında dayanılan "ilgililere hizmet sürelerinin sonuncusunun tabi olduğu kuruma, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır" şeklindeki yasadaki sözcükten hareket edildiğinde, daha az bir aylık bağlanacaktır ki; bu durum Sosyal Güvenlik Sistemi ile yasanın amacına da aykırılık oluşturacağında kuşkuya yer yoktur. Görüldüğü üzere; Özel Daire söz ve deyimlerin lafzı anlamına sıkı sıkıya bağlanarak Yasa maddesini yorumlayarak sonuca kavuşmuştur. Nevarki, çoğu defa tek başına metinden hareket ederek yorum yoluna başvurmak sağlıklı sonuca kavuşmayı önleyebilir. Yasanın amacı sözle (Lafızla) çelişiyorsa, söze değil amaca önem verilmek gerekir. Yorumda asıl olan, adalete uygun sonuca kavuşmak olmalıdır:
 
Bir Kanun hükmünün, yasaya konuluş amacına aykırı sonuç doğuracak şekilde yorumlanması hukuk ilkelerine ve yasanın hem sözü ve hemde özü ile uygulanmasını öngören Medeni Kanunun 1 .maddesine uygun olmaz (Bkz.22.2.1997 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı). Gerçekte de; somut olayda izlenildiği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumları arasında norm ve Standart birliği bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumları arasında, yalnızca aylıkların seviyesi bakımından değil, koruma kapsamına alınan tehlikeler ve hak kazanma şartları bakımından da farklıklar olduğu belirgindir. Nitekim, S.S.K. nun en geniş kapsamlı koruma garantisi sağlayan sigorta kurumu durumunda olduğu, bilinen bir gerçektir.
 
Önemli olan, hangi kurum olursa olsun, aynı külfete katlanan insanların aynı haklara sahip olmasının sağlanması geçerli bir çözüm yoludur. Esasen; Sosyal Güvenlik Kurumları'nın görevi Sosyal Sigorta Kanunları çerçevesinde kapsama aldıkları kişileri koruma garantisini sağlamaktır. Sigorta hukuk. kunda amaç, Yüksek Standartta Sosyal Güvenlik sağlayan bir sistemin oluşturulmasıdır. Yine, Sosyal Sigortalar külfet-Nimet dengesi üzerine kurulan kurumlardır. O nedenle, külfetin (çalışıp primleri ödemek) karşılığının alınmaması Sosyal Güvenlik Sisteminin amacıyla bağdaşmaz ve böyle bir uygulamada kabul edilemez. Buna, zıt bir yorum, sisteme duyulan güveni ortadan kaldırır. En önemlisi, yükümlülüklerini zamanında yerine getirenlerin bir anlamda cezalandırılması olur ki, bu sosyal adalet duygusunu aşındırır. Öte yandan bozma kararında görüldüğü şekliyle Yasa yorumlandığında; çalışıp inanıp güvenerek, primlerini ödeyen sigortalının katlandığı külfetin karşılığını alamayacaktır. Farklı bir anlatımla, en fazla ödediği halde, enaz alacaktır. Bu durum külfet-nimet dengesini bozacağından, üstün görülemez dahası, Yasanın aradığı koşulları yerine getiren özellikle istenilen hizmet sürelerini çalışıp dolduran ve primlerini düzenli bir şekilde ödeyen sigortalının ona uygun hakkını alması zorunludur. Esasen, 2829 sayılı Yasanın amacıda, hiçbir Kurumdaki hizmeti, yaşlılık, malullük ölüm aylığı gibi aylık bağlamalara yeterli olmayan sigortalı ve hak sahiplerine aylık bağlanmasını sağlamak ve değişik kurumlardaki hizmetler birleştirilerek ziyan olmasını önlemektir. Böylece, Sosyal Güvenlik sağlayarak, kişileri yaşadıkları toplum içinde insan onuruna yaraşır şekilde ve onu başkalarına muhtaç etmeyecek, asgari bir hayat standardı sağlanmak istenmiştir. Aksinin düşünülmesi, 1982 Anayasasının 62 nci maddesinde belirtilen, Sosyal Güvenliğin bir insan hakkı olduğuna ilişkin ilkeye de aykırılık oluşturur. Açıklanan nedenler altında yerel mahkemece verilen karar yasanın amacına sosyal güvenlik sistemine tamamen uygun görülmüş; onanması gerekmiştir.
 
S o n u ç Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), 5.11.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini