|
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1997/10-168
Karar No : 1997/375
Tarih : 30.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* ÖZEL BANKA VE SİGORTA ŞİRKETİ SANDIĞININ TASFİYESİ
* BEKLETİCİ MESELE ( Özel emekli sandığından alacak davası )
* EMEKLİ AYLIKLARININ TAHSİL DAVASI ( Bekletici Mesale)
KARAR ÖZETİ : Özel Banka ve Sigorta Şirketi Sandığı'nın, tasfiyesine ilişkin davada alınacak kesinleşmiş karar, tüm sandık ilgilileri ile emekli aylıklarının tahsiline ilişkin davada taraf olanların tasfiye sonundaki pay oranlarına ve giderek hukuki durumlarına doğrudan etkilidir. Bu sebeple tasfiyeye ait dava, ödenmeyen emeklilik aylıklarını tahsiline ilişkin davada bekletici mesele sayılmalı ve tahsil istemleri, tasfiyeye ilişkin davanın sonucuna göre değerlendirilerek çözümlenmelidir.
(506/m.Geç.20)
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 1.10.1996/56-3294 Sayılı Kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 19.11.1986 gün ve 1996/9978-9949 sayılı ilamı; ( ... Dava sonucu itibariyle; davalı Türkiye Öğretmenler Bankası TAŞ. mensupları munzam sosyal güvenlik ve yardımlaşma sandığı tarafından ilgili vakıf senedi hükümlerine göre bağlanan emeklilik aylıklarının, 22.5.1992 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Öğretmenler Bankası TAŞ.nun Türkiye Halk Bankası'na devredilmesi üzerine vakıf olağanüstü genel kurul toplantısında, sandıktan emekli aylığı alanların 1.7.1992 tarihinden itibaren emekli aylıklarının ödenmemesine karar verilerek kesildiği, ancak bu kararın vakıf senedi hükümlerine aykırı bulunduğundan bahisle 1.7.1992 ile 30.4.1994 tarihleri arasında ödenmeyen emeklilik aylıklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacıya Türkiye Öğretmenler Bankası TAŞ. mensupları munzam sosyal güvenlik ve yardımlaşma sandığı vakfınca 1.10.1991 tarihinden itibaren emeklilik aylığı bağlandığı, 22.5.1992 yürürlük tarihli 1992/3067 esas sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle Türkiye Öğretmenler Bankası TAŞ'ın tüm aktif ve pasifiyle Türkiye Halk Bankası'na devredilerek bankanın hukuki varlığının sona erdiği, 1.7.1992 tarihinden itibaren davacıya emeklilik aylıklarının ödenmediği, vakfın son kez 5.3.1994 tarihinde toplanan olağanüstü genel kurul toplantısında 3/4 çoğunlukla vakfın devam etmemesine, 22.5.1992 tarihinden itibaren emeklilere yapılan ödemelerin durdurulmasına ve tasfiyenin bu tarihten başlatılmasına karar verildiği, 5.3.1994 tarihli tasfiyeye ilişkin olağanüstü genel kurul kararlarının iptali için Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1994/248 esas sayılı ( Yani 1996/108 Esas ) davanın açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesince temyizen incelenmesinde, olağan üstü genel kurulun bir önceki genel kurul delegeleriyle toplanmasının isabetsiz görülmediği ne var ki; olağanüstü genel kurulca tasfiyeye ilişkin olarak alınan kararların vakıf senedi, tasfiye kararının alınış nedeniyle vakıf senedinde öngörülen kuruluş amacı gözönünde tutularak genel anlamda hak ve nesafete uygunluğunun incelenip, irdelenmesinin bozma nedeni sayıldığı, dosya içeriğinde mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Türkiye Öretmenler Bankası TAŞ. mensupları munzam sosyal güvenlik ve yardımlaşma sandığı vakıf senedinin 37 ve 38. maddelerinin birlikte incelenmesinde; vakfın belli bir süresi yoksa da, banka faaliyette bulunduğu sürece devam edeceği, bankanın faaliyetini tatil etmesi halinde ise genel kurulca vakfın devamına ancak sandık üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğuyla karar verilebileceği, bankanın faaliyetini tatil etmesi üzerine sandık genel kurulunca vakfın devam etmemesine karar verildiği taktirde vakfın borçlarının tasfiyesinden art kalan mal ve hakların genel kurulun tayin edeceği biçimde vakıf üyeleriyle, hak sahiplerine paylaştırılacağı anlaşılmaktadır.
Bu çevrede dava konusu istem yönünden; 5.3.1994 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında tasfiyeye yönelik olarak alınmış kararların iptaline ilişkin olarak açılan Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/248 esasında ( Yeni 1996/108 esas ) kayıtlı davanın kesinleşmesi beklenmelidir. Başka ifade ile o dava, iş bu ödenmeyen emeklilik aylıklarının tahsiline ilişkin davada bekletici mesele sayılarak sonucu beklenmelidir. Şöyle ki; bu davadaki emeklilik aylıklarının tahsiline ilişkin istemlerin, vakfın tasfiyesi ile doğrudan ilişkisi olup, bu istemler Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/248 Esas sayılı tasfiye davası sonucuna göre değerlendirilmelidir. Keza, munzam sandıktan yaşlılık aylığı alanlar yanında, vakıf senedi hükümlerine göre diğer sigorta kollarından aylık alanlar ile aylığa hak kazanmış olup da henüz kendilerine ya da hak sahiplerine tahsis yapılmamış olanlar ile vakıf senedinin 4 ncü maddesi kapsamındaki tüm sandık iştirakleri yönünden de; bankanın hukuki varlığının sona ermesi üzerine vakıf genel kurulunca vakfın devam etmemesine karar verilmesi akabinde vakfın tasfiyesi sonucundaki pay oranlarını diğer ifade ile hukuksal durumlarını etkileyeceğinden, anılan davada verilecek kararın kesinleşmesinde, bu şahısların da hukuki yararları bulunmaktadır. Giderek tasfiye kararının kesinleşmesi ile onların hak alanları da doğudan etkilenecektir.
Öte yandan, iş bu davadaki ödenmeyen yaşlılık aylıklarının tahsiline ilişkin istemlerde; tasfiyeyle yakın ilişki içerisinde olduğundan, sonuçta diğer hak sahipleri ile sandık iştirakçilerinin tasfiyedeki pay oranlarını, hak alanlarını doğrudan etkileyecektir.
O halde, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/248 esasında kayıtlı tasfiyeye ilişkin davada alınacak kesinleşmiş karar, tüm sandık ilgilileri ile bu davada taraf olan davacının tasfiye sonucundaki pay oranlarına giderek hukuksal durumlarına doğrudan etkili bulunup, bunda hukuki yararları olduğundan o dava, ödenmeyen emeklilik aylıklarının tahsiline ilişkin iş bu davada bekletici mesele sayılmalı ve bu davadaki istemler tasfiyeye ilişkin davanın sonucuna göre değerlendirilerek çözümlenmelidir.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan hüküm tesisi Usul ve Yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.