 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/994
Karar No : 1997/159
Tarih : 05.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 4. İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın kabulüne dair verilen 16.8.1995 gün ve 1995/146-371 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 8.2.1996 gün ve 1996/1418-1811 sayılı ilamı ile; (.. Alacaklı tarafından borçlu hakkında 1994 yılı Temmuz-Aralık ayları kira bedeli aylık 1.500.000 TL.'den 9 milyon TL.'nın fer'ileri ile birlikte tahsili için tahliye istemi takip yapılmış, borçluya 28.1.1995 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş borçlu 30.4.1995 tarihinde İcra Müdürlüğü'ne verdiği itiraz dilekçesinde aylık kira bedelinin 750.000 TL. olduğunun ve istenilen aylar kira bedelini alacaklının banka hesabına ödediğini belirtmiştir. İtiraz dilekçesi alacaklı vekiline 6.2.1995 tarihinde tebliğ edilmiş, 21.3.1995 tarihinde merciiden itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Mercice talep kabul edilmiştir. Aylık 750.000 TL.'den istenilen aylar kira bedelinin alacaklının banka hesabına ödendiği bu hesabın mutad ödeme yeri olmadığı borçlunun kendiliğinden kira bedellerinin bu hesaba yatırıldığı 13.3.1995 tarihinde alacaklının bankaya yatırılan paraları tahsil ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Alacaklı vekili aylık kiranın 1.500.000 TL. olduğunu bir belge ile kanıtlayamamıştır. Daha doğrusu takip talepnamesinde 1.1.1987 tarihli bir kira sözleşmesinden söz edilmiş ise de, gerek icra dosyasına gerek mercii dosyasına kira sözleşmesi ibraz edilmemiştir. Şu hale göre alacaklı vekili aylık kiranın 1.500.000 TL. olduğunu bir belge ile kanıtlayamadığından borçlunun kabul ettiği miktara itibar etmek gerekir. Borçlunun kabul ettiği miktarda itirazın kaldırılması talebinden önce alındığından itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekirken borçlunun kira akdine ve şartlarına karşı çıkmadığından bahisle itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde kira alacağı alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken borçlardandır. Bu nedenle yapılan ödeme usulüne uygun bir ödeme değildir. Ancak itiraz dilekçesi tebliği üzerine alacaklı banka hesabına paranın yatırıldığını öğrenmiş usulsüz ödemeyi kabul etmediğini belirterek parayı iade etmemiş borçlunun iade edilecek parayı süresinde icra dairesine ödemesi de engellenmiştir. 30 günlük ödeme süresinin geçmesini bekleyerek parayı tahsil etmiştir ve daha sonra da kiralananın tahliyesini istemiştir. Alacaklı yapılan ödemeyi kabul ettiğinden ödemenin usulsüz olduğuna dayanması çelişkili davranış olup MK'nun 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Mercice bu yönler gözetilerek tahliye talebinin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesinde isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.3.1997 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.