 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/985
Karar No : 1997/199
Tarih : 12.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali, tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara Asliye 22. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.9.1994 gün ve 1993/3832 1994/683 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13.6.1995 gün ve 1995/3947-4838 sayılı ilamı:
(.. Dava eser sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan dairelerin, yüklenici tarafından satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satıldığı ileri sürülerek tapu iptali ve tescil isteminden ibarettir. Mahkeme davayı red etmiş, hükmü davacı temyize getirmiştir.
Yüklenici ile arsa sahibi arasındaki eser sözleşmesiyle ona ilave olarak düzenlenen sözleşmede hangi dairelerin yükleniciye verileceği belirtilmiştir. Ek sözleşmede bodrum kata kottan istifade ederek yapılan üç daireden birisinin arsa sahibine, kalan ikisininde yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmış ve imzalanmıştır. Dosya içinde mevcut Maliye ve Gümrük Bakanlığının Çankaya Tapu Sicil Müdürlüğüne yazdığı ve veraset servisi 90/912 sayılı İsmail Bal hakkındaki yılı okunamayan 6 Mart tarihli Müdür Yardımcısı Binali Çakır imzasını taşıyan belgede nizalı dairenin yükleniciye ait olduğu 6.3.1991 tarih ve 16428 sayılı senet ile anlaşıldığı belirtilmiş bulunduğundan bahis edilen dairenin yükleniciye taraflar arasında taksim sonucu düştüğüne dair belgenin varlığı anlaşılmaktadır. Bu belgeye göre davacıya taşınmaz teslim de edilmiş o da kiraya vererek kullandığına göre, bu belgelerle fiili durumun doğrulandığı anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.