 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/957
Karar No : 1997/226
Tarih : 19.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 4.4.1996 gün ve 1996/209-376 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 4.7.1996 gün ve 1996/6424-6717 sayılı ilamı ile; (... Taraflar arasındaki uyuşmazlık kesinleşen kira tespit kararından sonra birikmiş kira farklarının ödenmesi durumunda davalının temerrüde düşüp düşmediği noktasındadır. Kira paralarının ve birikmiş farkların ödenmesi isteği ile yapılan icra takibinde alacak ile birlikte tahliye istendiği, bu isteğe uygun biçimde tanzim olunan ödeme emrinin yasal içerikli olmasına karşın ödeme emrinde 30 günlük ödeme süresi belirtilmediği kabul edilerek ihtar nitelikli bu ödeme emrinin sonuç doğurmayacağı kabul edilmiş ise de gerek talepname, gerekse ihtarlı ödeme emrinin yasal içerikli olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmıştır. Talepnamede, tahliye istenmiş iken ayrıca ne kadar ödeme süresi verileceğinin yazılmamış olması ihtarnamenin içeriğini değiştirmez. Kaldı ki, ihtarlı ödeme emrinde yasal azami süre tanınmıştır. İhtarlı ödeme emri, borçlu davalı asile tebliğ olunduğuna, tebliğ tarihinden sonra 30 günlük süre içinde ödeme yapılmadığına göre temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Bu nedenlerle davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemiz onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme kararınınn bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 19.3.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.