 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/871
Karar No : 1997/219
Tarih : 19.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "İhalenin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Silivri İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın reddine dair verilen 17.10.1994 gün ve 1994/23-84 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 7.2.1995 gün ve 1995/1572-1664 sayılı ilamı:
(... Davacı tanığı Yusuf Civelek ihaleye katılmak üzere icra dairesine gittiğini, sonradan isminin Muzaffer olduğunu öğrendiğini kişinin yanlarına gelerek kendisinin üstündağ yalısında kiracı olarak oturduğunu, bu daireyi almak istediğini ihaleye kimsenin girmemesini söylemek suretiyle rica ve telkinde bulunduğunu bunun üzerine gurubun dağıldığını, birkaç kişinin ayrıldığını, ihaleye girmek için orada kaldığı sırada tanımadığı iki kişinin gelerek ellerini omzuna koyup sert bir ifade ile, bu daireyi Dr. Muzaffer Çavuşoğlu alacak, seni pişman ederiz dediklerini karşı koymak istemesi üzerine de, istersen git daire yerine Silivri mezarlığında kendine yer beğen dediklerini, diğer tanık Muhan Baykal ise, şikayetçinin eşi ile birlikte icra dairesine gittiklerini, icra dairesinin kapısının önünde bir gurubun toplanmış aralarında konuşmakta olduklarını, sonradan doktor olduğunu öğrendiği bir kişinin yaklaşarak bir şeyler söylediğini, ne konuştuklarını duymadıklarını daha sonra ihaleye üç kişinin girdiğini ikisinin çekildiğini, ihalenin doktor üzerinde kaldığını, doktorun diğer kişilere bana yardımcı oldunuz diyerek teşekkür ettiğini beyan etmiştir. Asıl olan tanıkların doğru söyledikleridir. Dosya içerisinde yalan beyanda bulunduklarına dair bir delil yoktur. Taşınmazın tahmini değerinin üzerinde bir bedelle satılmış olması, yalnız başına zarar unsurunun gerçekleşmediğini göstermez. Tanık ifadelerinden ihalenin normal koşullar altında gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihalenin feshine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonundaki; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.