 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/83
Karar No : 1996/238
Tarih : 10.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ünye Asliye hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.6.1994 gün ve 1992/297-1994/234 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30.3.1995 gün ve 1557-4582 sayılı ilamı; (... Gerçekten çekişmeli taşınmazın miras bırakanın vekili olan Makbule Akpınar tarafından 17.4.1990 tarihinde davalıya bağışlandığı, miras bırakanın 5.5.1992 tarihinde öldüğü, temyize konu davanın ise, 18.5.1992'de açıldığı sabittir. Öte yandan, Kasadro Mahkemesinde açılan itiraz davası sonunda, çekişmeli, taşınmazın davalı üzerine yazıldığı, davacının da o davaya müdahil sıfatı ile iştirak ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davacı ve yakınlarının miras bırakanın vesayet altına alınması için açılan davada redle sonuçlanmıştır. Tüm bu somut delillerle, toplanan öteki kanıtların ışığı altında olaya yaklaşıldığında Kadastro Mahkemesinde verilen hükmün bağlayıcılığı bir yana miras bırakanın hibeden haberdar olduğu halde bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı, esasen serbest iradesi ile verdiği vekaletname ile taşınmazı devrettiği sonucuna varılmaktadır. Miras bırakanın sağlığında hak düşürücü süre içerisinde açmadığı bir davanın ölümünden sonra mirasçıları tarafından açılmasına yasal olanak yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.