 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/75
Karar No : 1996/231
Tarih : 03.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.7.1995 gün ve 1993/55, 1995/2616 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2.10.1995 gün ve 1995/5689-5040 sayılı ilamı;
(... Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan itirazları yerinde değildir.
2. Olay mahkemece kabul edildiği üzere %100 kaçınılmazlık ve teknik arıza sonucu meydana gelmiştir. Bu durumda Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca hakkaniyet indirimi yapmak ve tazminatın tayininde tarafların kusur durumlarını irdelemek gerekirken, davalıya tam kusurlu kabul ederek tazminatı buna göre belirlemek usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildikleri anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Bilal Yetkin, davalı iller Bankasında hizmet akdi ile çalışmaktadır. % 26 oranında maluliyete uğramasına neden olan olay, davalı iller Bankası'na ait bir işte olmadığı gibi, kazanın vukua geldiği araçta iller Bankası'na ait değildir.
Bu durumda, olayda Karayolları Trafik Kanunu'nun 86 ncı maddesi kurulca, değerlendirme dışı bırakılmıştır. Keza, dava, İller Bankası aleyhine açılmıştır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı, "Dava ihbar olunanlar" durumunda olup, haklarında usulüne uygun olarak açılmış bir dava mevcut değildir. O itibarla da dava ihbar olunanlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Maliye ve Gümrük Bakanlığının'nın hükmen sorumlu tutulmalarına imkan bulunmadığı kuşkusuzdur.
Özel daire bozma kararının da bu biçimde anlaşılması gerektiğai açık bir olgudur.
O itibarla; usulüne uygun bir bilirkişi raporu alınması ve B.K.nun 43 ncü maddesinin uygulanması gereğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı ve dava ihbar olunanlar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.