 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/6-799
Karar No : 1997/48
Tarih : 5.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- FAZLA ÖDENEN ŞUFA BEDELİNİN İADESİ ( Faiz isteme hakkı )
- FAİZ İSTEME HAKKI ( Fazla ödenen şuf'a bedelinin iadesi )
- ŞUFA BEDELİNİN İADESİ ( Fazla ödenen şuf'a bedelinin iadesi )
743/m.659
818/m.113
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "şufa" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 4.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.6.1995 gün ve 1995/300 - 362 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine
Yargıtay 6.Hukuk Dairesi'nin 17.10.1995 gün ve 1995/9380 - 10020 sayılı ilamı; ( ...Dava şuf'alı payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkin iken bozmalardan sonra mahkeme'ce Şuf'alı payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkin bölümün kesinleşmiş olması sebebiyle o konuda yeniden karar verilmesine gerek olmadığına, davalıya fazladan ödenen bedel ile faizleri tutarının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve bu karar şuf'a bedeline ilişkin olarak davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1 - Dosya kapsamına, hükmün dayandığı gerekçelere, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararı içeriğine ve buna göre dava tarihindeki değerin nazara alınması gerektiği hususunda davacı yararına kazanılmış hak doğmuş bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Şuf'alı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin hüküm, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca davalıya ödenmesi gereken şuf'a bedeline ilişkin olarak bozulduktan sonra mahkeme'ce bozmaya uyulmuştur. Bunun üzerine davacılar vekili tarafından depo edilmiş olan ve hüküm kesinleşmeden davalıya ödenmiş bulunan 288.800.000 liradan davalıya ödenmesi gereken miktar dışında kalan 220.400.000 liranın 13.12.1993 tarihinden itibaren mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Bu isteği ilişkin 27.5.1995 tarihli dilekçe,220.400.000 lira ile faizlerinin tahsili istemiyle açılmış bir dava niteliğinde değildir. Mahkeme kararına dayanarak davacı tarafından yatırılan 287.800.000 lira bedelin ne kadarının davalıya ödeneceği ve ne kadarının davacıya iade edileceği konusunun karara bağlanması gerekmektedir. Mahkeme emanetinde iken hükmün kesinleşmemiş olmasına rağmen davalıya ödenmiş bulunan bu miktarın 68.400.000 liranın davalıya ödenmesi gerektiği uyulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereğidir. Hal böyle olunca davacıya iadesi icabeder. 220.400.000 liranın o miktarı erken iktisap eden davalıdan alınarak davacıya verilmesi şuf'a davası içinde halledilmesi gereken konudur ve bu miktar için o yolda karar verilmesinde bir usulsüzlük mevcut değildir. Davacı o miktara ilaveten o kadar paranın 13.12.1993 tarihinden itibaren davalı yedinde kalmış olmasından dolayı faiz isteminde de bulunmuştur. Bu isteğin şuf'a davası içinde halledilmesi mümkün değildir. Ayrı bir dava konusu olması icabeder. 27.5.1995 tarihli dilekçe ile istekte bulunulurken faiz istemi ilk defa ortaya konulmuş olduğu gibi bu istek yönünden bir harç da ödenmiş değildir. Bu itibarla davalıya fazladan ödenen 220.400.000 liranın davalıdan alınarak davacıya iade olunmasına karar verilmesi gerekirken fazla miktara hükmedilmesi hatalı olmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkeme'ce önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.