 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/693
Karar No : 1996/120
Tarih : 26.02.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye, kira alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama soununda; Trabzon Sulh Hukuk mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 5.12.1995 gün ve 1959/119-1281 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 4.3.1996 gün ve 1996/1774-1918 sayılı ilamı:
(... Dava temerrüt nedeniyle kiralanın tahliyesi ve kira alacağının tahsil istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
B.K.260 maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda : Davacı, kira akdinin tarafı değildir. Kiralananda iştirakli ortak olduğunu öne sürerek kira parasının 1/12 hissesinin kendisine ödenmesi için davalıya temerrüt ihtarı gönderdiğini, bunun sonuçsuz kaldığını belirterek temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine 3 aylık 6.249.000.-TL. alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
1.6.1994 başlangıç tarihi ve 10 yıl süreli kısa sözleşmesi davalı ile dava dışı Kamil Hilmi Dedeoğlu arasında yapılmıştır. Kira sözleşmesinin özel şartlar 1. maddesinde 1.6.1994-3.5.1995 arası yıllık kira 120.000.000.-TL.nin peşin ödendiği belirtilmiştir. Davacı 4.11.1994 ve 2.12.1994'te tebliğ edilen ihtarlarla Kasım-94 kirası olarak 2.083.000.-TL.nın kendisine ödenmesini istemiş ise de ihtar konusu ayın kirası kiralayanlara ödendiğinden davalının kira borcu yoktur. Kaldı ki kiralanan iştirak ve müşterek mülkiyete tabi olup bu gibi durumlarla davacının tek başına aktin feshini isteme hakkı bulunmamaktadır. Müşterek mülkiyette diğer paydaşların pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması iştirak halinde mülkiyette ise tüm ortakların muvafakatlarının alınması icap eder. Davadaki bu eksikliğin giderilmesi mümkün ise de davanın dayandığını teşkil eden ihtarnamedeki bu eksikliğin davadan sonra tamamlanması mümkün değildir. Bu durumda tahliye ve kira alacağı davalarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye ve alacağın tahsiline karar verilmesi,
Usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemce önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Bozma kararından sonra davacının duruşmaya gelmemesine karşın, davalının davayı takip etme isteğinde bulunması nedeniyle, davayı takip etmeyen davacı yararına önceki kararda direnmenin HUMK.nun 185. maddesinin özü ve sözünden hareket edildiğinde hukuken mümkündür. O nedenle öncelikle bu ön sorun çözümlenmiş işin esasına girilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararınad gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliği ile karar verildi.