 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/68
Karar No : 1996/165
Tarih : 13.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 14. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.9.1994 gün ve 1994/202-60/9 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 7.2.1995 gün ve 1994/972-1995/970 sayılı ilamı;
(... Davacı, toplam 144.000.000 TL. kira parası hakkında yapılan takibe vaki itirazının iptalini, takibin devamını istemiştir.
Davalılardan Ali Helvacı kendisinin kefil olduğunu tarafların anlaşarak ekde son verdiklerini savunmuştur. Diğer davalılar ise cevap vermemişlerdir.
Mahkemece davalılardan Ali Helvacı hakkındaki davanın reddine, irca takibinin diğer davalılar yönünden 160.348.000 TL. üzerinden devamına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.8.1992 başlangıç ve 31.12.1993 hitam tarihli olup, 17 ay sürelidir. Davaya konu kira alacakları ise, kira sözleşmesinin hitam tarihinden önceki aylara ilişkindir. Gerçekten mahkemenin kabulünde olduğu gibi davalı kefilin kefaleti sürelidir ve bu sürenin sonu ise 31.12.1993 tarihidir. Kiracının kiralananın boşaltılması konusunda kiralayana karşı taahhütte bulunması tek başına kira aktinin sona erdiğinin kabulünü gerektirmeyeceği gibi kiralananın fiilen daha sonra boşaltılmış olması da yine mevcut kira sözleşmesini hukuken sona erdirmez. Kaldı ki, kiralayan davacı, 2.6.1993 günü kiracıya hitaben yazdığı yazıda her türlü yasal haklarını da saklı tutmuştur.
Davalı kefil Ali Helvacı kefalet ettiği sözleşmedeki süre açıklanan nedenlerle henüz sona ermediği için, olayda Borçlar Kanununun 493. maddesinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği halde, anılan Yasa maddesinin yorumunda yanılgıya düşülerek kefil Ali Helvacı aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararıda açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 13.3.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.