 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/654
Karar No : 1996/805
Tarih : 20.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale İcra Tetkik Mercii'nce davanın kabulüne dair verilen 29.1.1996 gün ve 1995/126-1996/10 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 8.4.1996 gün ve 1996/4609-4844 sayılı ilamı ile; (.... Borçlu Kooperatif tarafından 26.4.1988 tarihinde menfi tesbit davası açılmış olmasına göre TTK. 661 maddesinde zamanaşımını kesen işlemlerden birisi de dava açılması olarak gösterildiği cihetle mevcut durumda Yasada belirtilen zamanaşımı süresi gerçekleşmemiştir. Diğer yönden İİK. 43/son maddesi uyarınca seçilen haciz yolu ile yapılan takip sırasında alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere o yolu bırakarak harç ödemeksizin iflas yolu ile takip yapabilir. Mercice bu durumlar göz önüne alınmaksızın zaman aşımının gerçekleştiğinden bahsi ile icra takibinin geri bırakılmasına, takip talepnamesinin ve 153 ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Borçlar Yasası'nın 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan Türk Ticaret Kanunu'nun 662. maddesi Poliçe ve bonolara uygulanan zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceğini sınırlı bir şekilde açıklamıştır. Bu sebeplerden biri de dava açılmasıdır.
Gerçi, alacaklının açacağı davanın anılan maddedeki zamanaşımını keseceği konusunda bir görüş ayrılığı mevcut değil ise de, borçlunun alacağı davanın zamanaşımını kesip kesmeyeceği konusunda bir görüş birliği mevcut değildir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edildiğini, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda açıklık bulunmadığına ve esasen borçlu tarafından açılan davada, alacaklı durumundaki davalı asıl iddiasını def'i yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan bir davanın da bu nedenle zamanaşımını kesmesi mümkün olmak gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 22.2.1984 gün 1981/11-716 E.-1984/141 K. sayılı kararında da aynı ilke kabul edildiğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.11.1996 gününde, oybirliği ile karar verildi.