 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/572
Karar No : 1996/718
Tarih : 23.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "temerrüt nedeniyle tahliye ve kira alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 30.11.1995 gün ve 1995/970-1239 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 15.2.1996 gün ve 1996/1307-1530 sayılı ilamı ile; (.. Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme kiralananın tahliyesine, kira alacağının kısmen kabulüne karar vermiş,
1 - Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, taşınmaz müşterek mülkiyete tabi olup, paydaşlardan biri MK.'nun 623/3 maddesi gereğince payına düşen kira bedelini tek başına isteyebileceğine göre davalının kira bedelinin tahsiline ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Davalının tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
BK. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartları haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icap eder.
Olayımızda: Davacı kira akdinin tarafı değildir. Kiralananın mülkiyeti sadece davacıya ait bulunmamaktadır. Davacı taşınmazın 1/2 payını hükmen tescil suretiyle iktisap etmiş, 13.2.1995 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davada taraf olmayan Ş.D.'nin de 1/2 payı bulunmaktadır.
Müşterek mülkiyet esasına tabi taşınmazın davacının tek başına akdin feshini istemeye hakkı bulunmamaktadır. MK. 624. maddesi gereğince diğer paydaşın pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması muvafakatinin alınması icap eder. Ne var ki davadaki bu eksiklik giderilebilir ise de davanın dayanağını teşkil eden temerrüt ihtarındaki eksikliğin davadan sonra tamamlanması mümkün değildir. Bu nedenle temerrüt nedeniyle açılan tahliye davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle hükmün alacağa ilişkin kısmının onanmasına, 2. bentte yazılı nedenle hükmün tahliyeye ilişkin kesiminin bozulmasına..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 23.10.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.