 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/567
Karar No : 1996/644
Tarih : 02.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tedbir nafakası" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.11.1995 gün ve 1995/145 Esas-1995/461 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.3.1996 gün ve 1499 Esas-2377 Karar sayılı ilamı ile (.... Hakim, kabahatli olan tarafa vazifelerini ihtar eder ve bu semeresiz kalırsa birliğin menfaatini sıyaneten kanunda muayyen tedbirleri ittihaz eyler" (M.K.161).
"Karı kocadan her biri, müşterek hayatın devamı yüzünden, sıhhatli, şöhreti veya işinin terakkisi ciddi surette tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilir" (M.K.162/I).
"Karı kocadan biri talep eder ve ayrı yaşamak keyfiyeti haklı olursa, Hakim hangisi tarafından diğerinin iaşesi için ne miktar muavenette bulunulacağını tayin eder" (M.K.162/3).
Davacı, boşanma davası açılması sebebinin dışında diğer sebeplerle ayrı yaşama hakkının doğduğunu, bu yaşama tarzında haklı olduğunu iddia ile eşinden nafaka istemektedir.
Yukarıda açıklanan kurallarda yer alan unsurların gerçekleştiği ispat edilmedikçe dava kabul edilemez.
Bu yön gözetilip ispatlanamayan davanın reddi gerekirken nafakaya hükmedilmesi doğru bulunmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel kurulu Kararı
Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle aleyhine boşanma davası açılan eş, kural olarak ayrı yaşama hakkına sahiptir. Ancak, bu dava sonuçlandıktan sonra tedbir nafkası talep eden için salt boşanma davası açılması dışında başka bir sebeple ayrı yaşama hakkının bulunduğunun kanıtlanması icap eder.
Somut olayda da bu husus ispat edilmediğine göre Hukuk Genel kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 2.10.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.