 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/490
Karar No : 1996/635
Tarih : 25.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 16.3.1995 gün ve 1993/11 E-1995/21 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 28.9.1995 gün ve 1995/10496-12355 sayılı ilamı ile; (... Dava 1.3.1993 tarihinde verilen dilekçe ile açılmış, 19.3.1993 ve 3.11.1994 günlü duruşmalarda davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HUMK'nun 409. maddesinin 1. fıkrası uyarınca müracaata bırakılmış; ikinci kez müracaata kalmasından sonra olaya 499. maddenin 5. fıkrası uygulanmak suretiyle "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir. Oysa anılan maddede aynen "ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz" denilmektedir. Bu durumda olayda 409. maddenin 5. fıkrasının uygulama koşulunun oluştuğundan söz edilemez. Davacının temyiz itirazı yerindedir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık HUMK'nun 409/son maddesinin olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten HUMK'nun 409/son maddesinde: "1. ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır" hükmü yeralmıştır.
Somut olayda 18.3.1993 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilen dava dosyası 20.4.1993 tarihinde yenilenmiştir. Bundan sonraki 3.11.1994 tarihli işlemden kaldırılma kararı üzerine dosya 2.12.1994 tarihinde birinci defa yenilenmiştir.
Bu yenilemeden sonraki oturuma nezaret bildirerek gelmemişler ve mahkemece de nezaretlerinin kabulü ile birlikte duruşma gününü kalemden öğrenmelerine karar verilmiş, belirlenen günde de duruşmaya gelmemiş olması nedeni ile de mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ne var ki, taraf vekillerinin mahkemece kabul edilen mesleki mazeretlerini müteakip kendilerine duruşma günü tebliğ edilmiş değildir.
Tarafların duruşma gününü kalemden öğrenmelerine dair verilen ara kararı ilgililerin duruşma gününü öğrendikleri hale gelmedikleri biçiminde değerlendirilemez.
Bu durumda, işlemden kaldırılmasına karar verilip sonradan yenilenmiş olan davanın ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakıldığının kabulüne olanak yoktur. Bu itibarla, olayda HUMK'nun 409/son maddesindeki koşulların oluşmadığı düşünülmeksizin aksinin kabulü suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.9.1996 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.