 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/486
Karar No : 1996/593
Tarih : 18.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Vize Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.2.1995 gün ve 1994/40 E. -1995/23 E. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 28.6.1995 gün ve 6210-6418 sayılı ilamı ile (... Davacı, kayınpederi olan davalı ile 1992 yılında 20.000 DM bedelle ortaklaşa satın aldıkları otomobilin, güvene binaen davalı adına trafiğe secil edildiği, sonradan ailevi sorunlar nedeniyle davalının ortaklığı inkar ettiğini ileri sürerek, 34 LSF 16 plakalı otomobilin mülkiyetin 1/2 payının kendisine ait olduğunun tespitine ve trafik kaydına bu şekilde tesciline, bu olmazsa satış bedeli olarak ödediği 10.000 Mark'ın ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmaya da gelmemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 10.000 Mark'ın ödeme günündeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiş,
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
Davalı duruşmaya gelmemek suretiyle davayı inkar etmiştir. Bu durumda davacının iddiasını ispat etmesi gerekir.
2- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 288. maddesi hükmü gereğince, dava olunanın değeri itibariyle, iddianın senetle ispat edilmesi gerekir. Olayda tanık dinlenemez. Davalı tarafın bu konuda muvafakatı da olmamıştır. Davacı, dava dilekçesinde "her türlü kanuni delil" demek suretiyle yemin deliline dayanmış ve başka yazılı delil de getirmemiştir. O halde mahkemece davacının iddiası hakkında davalıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden tanık sözlerine dayanılarak hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davalı vekili.
Hukuk Genel kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kurduğu hüküm, Özel Dairece dava olunanın değeri itibariyle HUMK.'nun 288. maddesi hükmüne göre tanık dinlenemeyeceği ve davacının iddiası doğrultusunda davalıya yemin yöneltme hakkı bulunduğuna işaretle bozulmuştur.
Oysa, dosya içeriğinden tarafların kayıppeder-damat oldukları ve bu hususun tartışmasız olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemenin HUMK.'nun 293. maddesi hükmünü gözeterek mevcut akrabalık nedeniyle olayda tanık dinlenebileceğine değinen direnmesi yerindedir. Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları dairesince incelenmiş değildir. Bu durumda yerel mahkemenin direnmesi yerinde ise de işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının tetkiki için dosya Özel Dairesi'ne gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle direnme uygun olmakla işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının tetkiki için dosyanın 13. Hukuk Dairesi'nde gönderilmesine, 18.9.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.