 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/451
Karar No : 1996/465
Tarih : 05.06.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen (...) kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 28.09.1995 gün ve 1995/5994-6906 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili müvekkiline ait ve davalı şirkete sigortalı işyerinden 06.08.1994 günü yapılan hırsızlık sonucu uğradıkları zararın karşılanmadığını ileri sürerek, 178.500.000 liranın olay tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, poliçe genel şartları uyarınca sigortalının hizmetinde bulunan kimseler tarafından yapılan hırsızlıkların teminat dışı olduğunu süresinde hasar ihbarında bulunulmadığını ve hakem bilirkişi prosedürünün işletilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre süresinde hasar ihbarının yapıldığı, ancak hırsızlık iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı sigortacı, olayın sigortalının hizmetindeki kimseler tarafından yapıldığının ihtimal dahilinde bulunması nedenine dayalı olarak zararın teminat dışı kaldığını savunmasına, hırsızlığın hiç yapılmadığını ileri sürmediğine ve hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda dahi hırsızlık iddiasına konu yere girmenin mümkün olduğu belirtildiğine göre; mahkemece, zararın teminat dışı kaldığı iddiasını ispatlamak yükünün davalıya düştüğü gözetilerek toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu yerden hırsızlık yapılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davacı Vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan (...) sonra gereği düşünüldü:
SONUÇ : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı BOZULMALIDIR. (05.06.1996)