 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/424
Karar No : 1996/632
Tarih : 25.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.5.1994 gün ve 1993/632 Esas - 1994/270 Karar sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 20.2.1995 gün ve 1995/134-1426 sayılı ilamı ile; (.. Davacı vekili, davalı tarafından yürütülen kazı çalışmaları sırasında müvekkiline ait yeraltı kablolarının hasarlandırıldığını ileriye sürerek (11.522.280) lira hasar bedelinin olay tarihinden yürütülecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çalışma alanına ait bilgilerin ve eleman görevlendirilmesinin talep edildiği halde davacının ilgisiz kaldığını, bu nedenle davacının kusurlu olduğunu, talebin fahiş olduğu gibi yasal faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran olayda gerekli bilgileri vermeyen davacının % 50 kusurlu olup, bilirkişiler kurulunca hesap edilen zarardan bu kusur oranına göre davalının sorumlu olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile (4.608.912) liranın olay tarihinden (28.4.1993) yürütülecek % 30 faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde 3095 sayılı Yasa'nın 2/3 maddesine dayanarak reeskont oranında ticari temerrüt faizi istenildiği halde mahkemece red gerekçesi açıklanmadan % 30 oranında ticari temerrüt faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar tacirdir. Zarar ticari nitelikteki faaliyet sırasında doğmuştur.
Davacı idarenin davadan önce karşı tarafa gönderdiği ihtarnamede % 30 yasal faiz talebinde bulunması dava dışı ikrar niteliğinde olmayıp, ifaya davetten ibarettir. Ancak karşı tarafça da bu davete icabet edilmediğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 25.9.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.