Hukuki.NET

T.C.      
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/406
Karar No : 1996/672
Tarih : 09.10.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Burdur Asliye 2. Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 25.3.1994 gün ve 1992/179-1994/123 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28.11.1994 gün ve 1994/10909-11553 sayılı ilamı ile; (...  davacı ile davalı arasında kooperatif ortaklığı pay hakkında akti bir ilişkinin varlığı iddia ve isbat olunmamıştır. Kooperatifler kanununa göre, kooperatifin her payı bir şahsa ait olur. O halde, kooperatif payı hakkında ortaklık sözleşmesi kurmalarıda olanaksızdır. O halde, davacı ancak davalıya yaptığı nakti yardımı isteyebilir. Şu durumda, kooperatif payı karşılığı olan taşınmazın yarı payının bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Temyiz eden : Davalı vekili.
    Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Karı-koca olan taraflar arasında mal ayrılığı rejimi bulundurmaktadır. Ancak bu rejim, aralarında Borçlar Kanunu kapsamında akti ilişki kurulmasına engel değildir. Davacı, taraflar arasında evlilik birliği devam etmekte iken, dava konusu evin tüm kazancını vermek suretiyle sağladığı çok önemli boyuttaki katkıları ile edindiklerini ancak bu yere ait tapunun davalı adına olduğunu ileri sürerek, taşınmazdaki olması icap eden payının karşılığı olan bedelin faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Gerçekten; 7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, "aralarında mevcut olduğu iddia edilen akti bir münasebete müsteniden tapuda malik sıfatıyla mukayyet bulunan bir şahıstan sicildeki kaydın namına tashihini isteyen kimsenin, Medeni Kanunun 634. maddesine uygun şekilde davalı ile beyinlerinde in'ikad etmiş muteber bir akte istinat etmesi lazımdır. Böyle bir aktin in'ikad etmediği davacının beyanlarından anlaşıldıktan sonra... davanın hukuki sebepten mahrum bulunması bakımından" ayın isteği dinlenemez. Ancak, söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde gösterildiği gibi eşler arasında akti bir münasebet bulunduğunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 293. maddesi uyarınca şahitle ispat edebilirler. Bu akti münasebete muhalif hareket edilmiş olmasından kaynaklanan tazminatın istenmesini önleyen bir Kanun hükmü de yoktur. Genel Kurul'da yapılan müzakerede öğretmen olan davacı eşin, ziynet eşyalarını bozdurup elde edilen para peşinat yapılmak suretiyle dava konusu evin alındığı, özellikle kadının yarının güvencesi olan ziynet eşyalarını satıp bedelini kocasına vermesinde çekişmeli malların kocası adına alınmasına katkıda bulunmaktan ziyade, bu mallarda birlikte malik olunmasını amaçladığı kabul edilmiş ve davacının bu anlaşmaya aykırı davranarak hepsini kendi üzerine alan davalıdan tazminat isteyebileceği sonucuna varılmıştır. Birlikte satın alma borcu altında bulunan davalı, genel olarak her kusurdan sorumludur. Bu sorumluluk işin özelliğine göre çok veya az olabilir. Haksız fiillerden mütevellit mes'uliyete müteallik hükümleri, akde muhalif hareketlere de tatbik (BK.98) suretiyle davalının sorumluluk hududunu belirlemek gerekir.
    Davalı, sorumluluğunu azaltacak veya kaldıracak her hangi bir def'i ileriye sürüp ispat etmemiştir. O halde, söz konusu akti ilişkinin sonuç doğuracağı inancı ile davacının yaptığı tüm ödeme ve masraflardan (menfi zarar) ve sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeni ile uğranılan zararlardan (müsbet zarar) davalı sorumludur. Tarafların özel durumu davacının müsbet ve menfi zararının net bir şekilde ortaya konulmasına imkan vermemektedir. "Zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde, hakim, halin mutad cerayanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder" (BK. 42). Tabidir ki, alacaklı mamelekindeki eksilmeyi telafi anlamında olan tazminatı belirlemek hakime ait bir görevdir. "Hakim, hal ve mevki'in icabına ve hatanın ağırlığına göre TAZMİNATIN SURETİNİ VE ŞUMULÜNÜN derecesini tayin eder" (BK. 43/1). Yine hakim, hal icaplarını tartmak, yani zararın mahiyetine ve tarafların mali durumlarına elverişli ve uygun görünen tazminat şeklini seçmek ile mükelleftir. Tazminatı takdir ve tayin ederken dikkat edilecek en önemli nokta, davacının mal varlığında husule gelen azalmanın etkisinin giderilmesi olmalıdır. Kuşkusuz hakim, tazminatı para olarak belirlerken aktin ifa edilmesi halinde davacının mal varlığında husule getireceği artma ile aktin, yerine getirilmemesinden kaynaklanan hali bilmek zorundadır. Bunun için aktin konusu olan mal veya hizmetin dava tarihindeki sürüm değerinin bilirkişi aracılığı ile saptanması icap eder. Sonuç olarak hakim, tüm bu olguları hayatın olağan akışı ve yaşam deneyimleri içinde değerlendirip uygun tazminata hükmedecektir.
    Somut olay, bu çerçevede irdelendiğinde mahkemece istek gözetilerek sürüm değeri de dikkate alınmak suretiyle takdir ve tayin edilen tazminatta hak ve nisfete (MK. 4) aykırı bir yön görülmemiştir. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), (1.551.700) TL. bakiye temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan tahsiline, 9.10.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
                             KARŞI OY YAZISI
    Davacının, davalının ortak olduğu kooperatif için belli bir ödemede bulunduğu anlaşılmaktadır. Amaç, kooperatif ortaklığı dolayısıyla elde edilecek konuttan yararlanmaktadır. Öyleyse ödemelerinin elde edilecek konuta katkı değeri hesaplanarak ödetme kararı verilmelidir. Bu bakımdan yüce çoğunluğun vardığı sonuca katılamıyorum.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini