 |
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1996/3-902
K. 1997/116
T. 26.02.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kira tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 04.03.1996 gün ve 1995/988-1342 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 04.03.1996 gün ve 1996/1875-2771 sayılı İlamı: "... Taraflar kira sözleşmesinin 5. maddesinde her yıl kira parasının arttırılacağını kararlaştırmışlardır.
Kira sözleşmesinde böyle bir şartın kabul edilmesi halinde kiraya veren ihtara dahi gerek olmadan o dönem içinde kira parasının tesbiti için dava açabilir. Kira parasının kiracı tarafından arttırılarak kiraya verenin banka hesabına yatırılmış olması ve kiraya verenin de kendi hesabından para çekmiş olması yeni dönemde kira parasının kararlaştırıldığını göstermez. Bunun yanında kiracının, 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre hakimin hak ve nesafet kurallarına uygun olarak takdir etmesi gereken kira parasının altında bir miktarı uzun süre ödemiş olması karşısında dahi kiraya verenin kira parasının hak ve nesafet kurallarına uygun bir oranda arttırılmasını dava yolu ile istemesi hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemez. Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1992 gün ve 1992/479-616 sayılı kararında da açıklandığı üzere; kira parasının taraflarca kararlaştırılmamış olması halinde yapılan ödemeler kiraya verenin dönem nihayetine kadar kira parasının dava yolu ile tesbitini talep hakkını ortadan kaldırmaz.
Davanın bu nedenle reddi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.