 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/3-717
Karar No : 1996/850
Tarih : 4.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SÖZLEŞME SERBESTİSİ ( Seçimlik Yetkiye Sahip Sözleşmeler - PTT.'nin Telefon Borcuna Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına Göre Belirlediği Gecikme Zammı )
- SEÇİMLİK YETKİYE SAHİP SÖZLEŞMELER ( PTT.'nin Telefon Borcuna Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına Göre Belirlediği Gecikme Zammı - Hakkın Kötüye Kullanılması Anlamına Gelmeyeceği )
- HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Sözleşme Serbestisi/PTT.'nin Telefon Borcuna Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına Göre Belirlediği Gecikme Zammı - Hakkın Kötüye Kullanılması Anlamına Gelmeyeceği )
- GECİKME ZAMMI ( PTT.'nin Telefon Borcuna Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına Göre Belirlediği - Sözleşme Serbestisi/Hakkın Kötüye Kullanılması Anlamına Gelmeyeceği )
- PTT.'NİN TELEFON BORCUNA UYGULADIĞI GECİKME ZAMMI ( Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına Göre Belirlediği - Sözleşme Serbestisi/Hakkın Kötüye Kullanılması Anlamına Gelmeyeceği )
818/m.19
6183/m.1,51
DAVA : Taraflar arasındaki, tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.6.1995 gün ve 1995/642-1996/152 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 8.4.1996 gün ve 1995/3652 1996/4515 sayılı ilamı ile; ( ...Taraflar arasında kurulmuş bulunan ( Telefon Abonman Sözleşmesi )nin 23. maddesine göre "Abone" PTT ile Abone arasındaki ilişkilere dair PTT yasa, tüzük ve yönetmelikler ile bu sözleşmede yer almamış mevzuat hükümlerine harfiyen uymayı, yasa, tüzük ve yönetmeliklerde ücret tarifeleri üzerinde sonradan yapılacak bütün değişiklikleri kendisine uygulamasını şimdiden kabul ve taahhüt eder. Bu hükme dayanan davalı idare, gecikme bedeli hakkında yayınladığı genelge ile bundan böyle borcunu son ödeme gününden sonra ödeyen abonelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunda öngörülen gecikme zammı oranı kadar gecikme bedeli alınması hususunu kararlaştırmıştır.
Yukarıdaki sözü edilen genel işlem şartında yeralan koşul, açık ve anlaşılabilir olduğundan yanında birden çok anlama gelmeyen, alışılmış olanın dışında bulunmayan bir kayıttır. Aksi takdirde, sözleşenlerin karşılıklı çıkarlarını adil ve hakkaniyete uygun olarak denkleştirmeyen, müşterinin çıkarlarını girişimci ( müteşebbis ) yararına kısıtlayan şartlar geçersiz olmak durumunda kalacaktır. Şu hususta önemle vurgulanmalıdır ki sözleşenlerin sözleşmenin kurulmasından sonra edimi ( taraflardan birisinin ) tek yönlü bir irade beyanı ile belirleyebilmesi hususunda anlaşmaları her zaman olanaklıdır. Bundan amaç aralarında kurdukları hukuksal işlemin içeriğini belirlemek ve daha önemlisi açıklığa kavuşturmaktır. Bu belirlemenin nasıl yapılacağı hakkında ( uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi ) sözleşmede her hangi bir açıklık bulunmuyorsa belirleme yetkisi tamamen serbest olmayıp bunun adil, objektif iyi niyet esasına ve hakkaniyete uygun bir şekilde yapılması gerekir. Davalı kuruluşun Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Yasasına göre belirlediği ( gecikme zammı ), sözleşenlerin çıkarlarını müteşebbis yararına kısıtlamayan bir yöntemdir.
Öte yandan taraflar, sözleşmedeki edimlerinin gelecekte çıkacak yasa, yönetmelik, tüzük ya da kararname hükümlerine göre belirleneceğini kararlaştırabilirler. Taraflardan birisinin borcun ifasında çıkmış veya çıkacak uyulması zorunlu hükümleri kabullenmesi kişinin Borçlar Hukuku alanında irade açıklaması olup, Kamu hukuku ve düzenini ilgilendiren bir durum mevcut olmadığı gibi sözleşmede yer alan bu kayıt yasanın emredici kurallarına, ahlaka ve kişilik haklarına da aykırı bulunmamaktadır.
Bundan ayrı olarak davacı taraf borcun ödenmemesi halinde davalı idarenin yetkisinin ancak sözleşmeyi bozmak ( sözleşmeden dönme ) ile sınırlı olduğunu ileri sürmüştür. Bu iddiaya dayanak olan husus sözleşmenin 26. maddesidir. Bu maddeye göre "Abone, adresine fatura edilecek telefon borçlarını, yasalarda belli edilen süre içinde ödemek zorundadır. Bu süre içinde borcun ödenmemesi halinde, PTT telefonu konuşmaya kapatmaya ve sözleşmeyi bozmaya yetkilidir." Oysa daha yukarıda sözü edilen sözleşmenin 23. maddesinde borcun ödenmemesi halinde alacaklı idareye "gecikme zammı" isteme yetkisi tanınmıştır. Bu durum karşısında koşullar oluştuğunda alacaklı dilerse sözleşmeden dönebilecek dilerse gecikme zammı ile yetinebilecektir. Alacaklı seçimlik bir yetkiye sahip olup hiç bir surette yalnızca sözleşmeden dönme ile yetinmek zorunda değildir. Bundan dolayı davalı kurumca gecikme zammını istemek yolundaki seçimlik yetkisini kullanarak (edimi ) dava etmesinde yasal hiç bir engel bulunmamaktadır. Mahkemece yukarıdaki fiili ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.12.1996 gününde, oybirliği ile karar verildi.