 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/374
Karar No : 1996/524
Tarih : 26.06.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 7.7.1994 gün ve 1993/1713-1994/735 sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 22.6.1995 gün ve 9678-7071 sayılı ilamı ile; (... Dava konusu 1015 parsel sayılı taşınmaz 8.9.1980 tarihinde yapılan tapulamada Hazine adına tesbit edilmiş, tutanağına itiraz olmadığından 21.1.1983 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesine göre "tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. "Davacı, tapulamadan (kadastrodan) önceki hukuki nedenlere dayanmış, tutanak 21.1.1983 tarihinde kesinleştiği halde 10 yıllık süre geçtikten sonra 23.12.1993 tarihinde bu davayı açmıştır. Davacı, 10 yıllık dava açması süresini geçirmiştir. Bu süre hak düşümü süresi olup kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. Süresi geçtikten sonra açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu Yasa hükmü gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı Hazine vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kurduğu hüküm, Özel Dairece olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı vurgulanmak suretiyle davanın reddedilmesi gereğine işaretle bozulmuştur. Oysa çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 21.1.1983 tarihinde kesinleşmiş ve davacı tarafından 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 27.12.1990 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, çekişmeli taşınmazda davalı Hazine adına kadastro sonucu oluşan tapunun iptali istemiyle dava açılmıştır. Sulh hukuk mahkemesinin davanın değer yönünden reddine dair kurduğu hükmün kesinleştiği 23.12.1993 gününde de sulh hukuk mahkemesindeki davadan söz edilerek asliye hukuk mahkemesinde temyize konu dava açılmış durumdadır. O itibarla eldeki dava HUMK. 193/3 bendinde öngörülen 10 günlük süre içerisinde ikame edilmiş olup, süresinde açılmış olan önceki davanın devamı niteliğindedir. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin davayı süresinde kabul ederek işin esasıyla ilgili hüküm kurması sonucu itibariyle, ilke bazında doğru olup, bu yöne değinen direnme yerindedir. Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları dairesince incelenmemiştir.
Bu durumda dosya, işin esası ile ilgili temyiz itirazlarının tetkiki için Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenle, direnme kararı yerinde ise de işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 8. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine 26.6.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.