Hukuki.NET

T.C.      
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/3
Karar No : 1996/148
Tarih : 13.03.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara 3. İcra Hakimliği)'nce şikayetin kabulüne dair verilen 16.02.1995 gün ve 1995/88-113 sayılı kararın incelenmesi davalı (borçlu) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 24.04.1995 gün ve 1995/4510-6257 sayılı ilamı ile; (...Alacaklı vekili tarafından borçlu şirket hakkında hizmet sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için genel haciz yolu ile takip yapılmış, 49 örnek ödeme emri borçluya 07.09.1993 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu şirket temsilcisi süresi içerisinde icra müdürlüğüne borca itiraz etmiş, takip durmuştur. Alacaklı vekili, 09.11.1993 tarihli dilekçe ile merciden itirazın kaldırılmasını istemiş, Ankara 11. İcra Tetkik Mercii'nin 10.12.1993 tarih ve 1993/201-9 sayılı kararı ile itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. 04.01.1994 tarihinde hacze gidildiğinde, borçlu şirket temsilcisi, alacaklı vekiline 8.000.000 TL ödediğini, bakiyesini de saat 15.00'de ödeyeceğini, alacaklı vekili 8.000.000 TL ödediğini, bakiyesini de saat 15.000'de ödeyeceğini, alacaklı vekili 8.000.000 TL'nı aldığını, şimdilik işlem yapılmamasını bildirmişler haciz yapılmamıştır. Borçlu vekili 20.12.1993 tarihli dilekçe ile Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'ne 1993/1062 sayılı menfi tesbit davası açmış, talebi üzerine mahkemece 04.01.1994 tarih ve 1993/1062 sayı ile; Ankara 1. İcra Müdürlüğü'nün 1993/5615 sayılı dosyasında borç miktarının 51.230.000 TL olduğu, bunun 8.000.000 TL'nın ödendiği anlaşıldığından, bakiye 43.230.000 TL'nın icra dosyasına, bu miktarın % 15'i olan 6.485.000 TL'nın mahkemeler veznesine depo edildiğinde icra dosyasına depo edilen paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. 07.02.1994 tarihinde de, davaya bakmak iş mahkemesinin görevine girdiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli Ankara İş Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. 05.01.1994 tarihli tahsilat makbuzu ile icra veznesine yatırılan 43.230.000 TL 09.02.1994 tarihli reddiyat makbuzu ile alacaklı vekiline ödenmiştir. Merci kararı, Dairemizin 08.02.1994 tarih ve 1260-1652 sayılı kararı ile, takip dayanağı belgeler İİK'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı, uyuşmazlığın muhakemeten halli gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mercice bozmaya uyulmuş, 28.10.1994 tarih ve 685-595 sayılı kararla itirazın kaldırılması talebi reddedilmiş, taraflarca temyiz edilmediğinden 09.11.1994 tarihinde kesinleşmiştir. Borçlu vekilinin istemi üzerine icra müdürlüğünce alacaklı vekiline ödenen paranın iadesi için muhtıra gönderilmiş, alacaklı vekili ise muhtıranın şikayet yolu ile iptalini istemiştir.
    Yukarıda açıklandığı üzere İİK'nun 62. maddesi uyarınca itiraz üzerine takip durmuştur. Borçlu vekili merciin itirazın kaldırılması kararının temyiz etmiş ise de, temyiz satıştan başka icra işlemlerini durdurmadığından hacze gidilmiş, borçlu temsilcisi sırf hacze engel olmak üzere borcun 8.000.000 TL'nı alacaklı vekiline ödemiş, bakiyesini de saat 15.00'e kadar ödeyecaeğini bildirmiştir. Bu beyanı açıkca itirazından feragat etmedikçe borcu kabul ettiği anlamına gelmez. Tedbir kararının kalkması üzerine icra veznesine depo edilen para alacaklı vekiline verilmiştir.
    İİK'nun 366/son maddesinde bozma kararı üzerine İİK'nun 40. maddesinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 40. madde de ise, "ilamın bozulması icra işlemlerini olduğu yerde durdurur. İlam hükmü yerine getirildikten sonra bozulupta aleyhine icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya eski haline iade olunur" denilmektedir.
    Somut olayda, itirazın kaldırılması talebi reddedildiğinden takip sonuçsuz kalmıştır. Alacaklıya ödenen paranın İİK'nun yukarıda anılan maddeleri uyarınca iadesi gerekir. İcra müdürünün işleminde isabetsizlik bulunmadığından şikayetin reddi gerekirken kabulü yerinde görülmemiştir.          Bir an için menfi tesbit davasının borçlu aleyhine sonuçlandığı varsayılsa bile, borçlu hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, dosyaya depo edilen paranın alacaklı vekiline ödenmesi olanaksızdır. Alacaklının eda davası açıp olumlu ilam alarak, ilama dayalı takip yapması gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.          Temyiz eden: Davalı-borçlu vekili.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Menfi tesbit davası icra takibinden sonra açıldığından mahkemece, İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca dosya borcunun icra dosyasına, % 15 teminatın icra veznesine depo edildiğinde dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Görülüyor ki, icra veznesine depo edilen para merci kararında belirtildiği gibi teminat olmayıp dosya borcunun tamamıdır. Merciin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararının temyizi, İİK'nun 364/3. maddesi uyarınca satıştan başka işlemleri durdurmadığı gibi, 21.02.1968 gün ve 23/5 sayılı İBK'nda da belirtildiği üzere, haczedilen paranın alacaklıya ödenmesine engel olmadığından ihtiyati tedbir kararının kaldırılması üzerine dosyadaki para, alacaklıya ödenmiştir. İtirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin karar kesinleşmekle takip sonuçsuz kalmıştır. Artık alacaklının bu takibi devam ettirme olanağı yoktur. Menfi tesbit davası alacaklı lehine sonuçlansa dahi ilamsız takip yapamaz. Eda davası acıp lehine karar alması ve bu ilama dayalı takibe gerişmesi gerekir. Merciin, İİK'nun 72/6. maddesine göre menfi tesbit davasına istirdat davası olarak devam edileceği davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde paranın iade edileceği görüşünde de isabet bulunmamaktadır. Bilindiği üzere istirdat davasının takip hukuku bakımından iki koşulu vardır. Birincisi, paranın icra tehdidi altında ödenmesi, ikincisi ise, takibin kesinleşmiş bulunması. Somut olayda ikinci koşul gerçekleşmemiştir.
    İİK'nun 366/son fıkrasında, bozma üzerine icra ve iflas işlemlerinde 40. madde hükmünün kıyasen uygulanacağı 40. maddede de bir ilamın bozulmasının icra işlemlerini olduğu yerde durduracağı, ilam hükmü icra edildikten sonra bozulupta aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kati bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmamaksızın icranın kısmen veya tamamen iade olunacağı hükmü yer almıştır. Bu madde uyarınca da alacaklıya ödenen paranın borçluya iadesi gerekmektedir.
    Mercice bu yönler gözetilerek şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru değildir.
    O itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı-borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.03.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini