Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/2-309
Karar No : 1996/491
Tarih : 29.6.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • İADEİ MUHAKEME ( Davanın vekil veya mümessil olmayan kimse huzuruyla görülmesi )
  • İADEİ MUHAKEME TALEBİNİN KABULÜ
  • DAVANIN VEKİL VEYA MÜMESSİL OLMAYAN KİMSE HUZURUYLA GÖRÜLMESİ
  • VEKİL VEYA MÜMESSİL OLMAYAN KİMSE HUZURUYLA DAVA GÖRÜLMESİ
  • HAKİMİN DAVAYI ÇÖZMEK GÖREVİ
 
1086/m.445/8,450,573/6,574,447
 
DAVA ve KARAR : Taraflar arasındaki "iadei muhakeme" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ula Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.12.1993 gün ve 69-121 sayılı kararın incelenmesi davalılardan Perihan Özcan vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 10.4.1995 gün ve 3806-4326 sayılı ilamı:
( . . . 1- Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiç birisine uygun olmayan iade'i muhakeme davasının davalısı Perihan Özcan vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme istemlerinin reddine,
2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 445/8. madde hükmünün amacı, kendisini mahkemede usulüne uygun temsil ettirmeyen kişi aleyhine oluşan ve kesinleşen hükümlerin yeniden gözden geçirilmesini ve bir yanlışlık varsa bunun düzeltilmesini sağlamaktır. Usulün 447. maddesi ile 445/8. maddenin birlikte incelenmesinden çıkan sonuç bu merkezdedir. Kanunun 450/2. maddesinde yer alan ‘iade'i muhakeme arzuhali kabul olunursa başkaca tetkikat icra olunmaksızın iadeten tetkiki talep olunan hükmün iptaline karar verilir" biçimindeki kuralı bu çerçevede yorumlamak gerekmektedir. Gerçekten vekil ve mümessil olmayan kimse tarafından açılan bir dava hakkında karar oluşturulmuşsa iadei muhakeme sebebinin sübutu halinde ortada bir dava kalmadığından başkaca bir hükme ihtiyaç yoktur. O zaman hükmün iptali ile yetinilmelidir. Ancak dava sıfatı bulunan kişi veya vekili veya mümessili tarafından usulüne uygun açılan davada davalının vekili ve mümessili olmayan kişi huzuru ile davaya bakılmış olması sebebiyle hükmün iptali halinde usulüne uygun açılmış dava ayakta kaldığından iptalle yetinmek problemi çözmez. Hakim önüne usulüne uygun getirilmiş bir davayı çözümsüz bırakamaz ( HUMK. 573/6, 574 ). Şu halde davada kanunen kabule şayan temsilci olmayan kişi tarafından davalı temsil edilmiş ise iade'i muhakeme isteminin kabulü halinde, dava yeniden incelenip hasıl olacak sonuca göre karar bağlanmalıdır ( Y.2.H.D.'nin 13.10.1972 tarihli 5981-5777 sayılı kararı ). Nitekim bu biçimde yeniden yapılan yargılama sonunda oluşan red kararını hukuka uygun bulan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 14.9.1993 tarihli 6290-7704 sayılı kararında açıkladığı düşünceler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 8.2.1995 tarihli 409-57 sayılı kararıyla tasvip edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 450/2. maddesindeki kuralı mutlak kabul eden aksi düşünce, usulüne uygun açılmış davalarda, dava açma ile kesilen hak düşürücü sürelerin geçirilmiş olması gibi telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açar ve hakkaniyet duyguları ile bağdaşmaz.
Mahkemece dava yeniden incelenip hasıl olacak sonuca göre yeniden bir karar oluşturulması gerekirken Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 445/8. maddesinde belirtildiği üzere kanuni mümessili olmayan kişi tarafından temsil edilen Selahi Ölmez'in aleyhine oluşan 13.2.1969 tarihli hükmün iptali ile yetinilmesi doğru olmadığı halde hükmün onandığı anlaşılmakla Perihan Özcan'ın karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün 2. bentte açıklanan sebeple bozulması gerekir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosya da ki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosya da ki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Emlakçı dolandırıcılığı 
  • 22.06.2025 06:35
  • [Ceza davaları] Kripto Transferi Nedeniyle 7258 Sayılı Kanundan Yargılanıyorum – Yardımcı Olur Musunuz? 
  • 18.06.2025 04:12
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini