Hukuki.NET

T.C.      
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/282
Karar No : 1996/389
Tarih : 22.05.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "ödeme emrinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş MAhkemesi'nce davanın reddine dair verilen 25.7.1995 gün ve 1994/1009-1995/952 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
    Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 19.12.1995 gün ve 1995/7725-10876 sayılı ilamı; (.... Davada uyuşmazlık; kamu işyerlerinde çalışan sigortalılar yönünden sigorta primlerinin kuruma ödenmesi gereken yasal sürenin ne olması konusundadır.
    Davacı Hakkı Ülkü'nün belediye başkanlığını yaptığı Aliağa Belediyesi'ne ait kreş ve anaokulu işyerinden 15/2-14.3.1994 dönemi için aylık sigorta prim bildirgeleri gereğince tahakkuk ettirilen primlerin 20.4.1994 tarihinde keza 15/3-14.4.1994 dönemi için tahakkuk ettirilen primlerin ise 31.5.1994 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödendiği, kurumca iş bu ödemenin yasal süresinden sonra geç olarak yapıldığından bahisle gecikme zammı tahahhuk ettirildiği ve gecikme zammının tahsili için işveren ile belediye başkanına gönderilen ödeme emirlerinin 9.12.1994 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük yasal süre içerisinde açılan iş bu dava ile de söz konusu primlerin yasal süresinde ödendiği ve gecikme zammı tahakkukunun yerinde olmadığından bahisle ödeme emirlerinin iptalinin istendiği dosya içeriğindeki belgelerden anlaşılmaktadır.
    506 sayılı Kanun'un 8.12.1993 yürürlük tarihli 3917 sayılı Kanun'la değişik 80. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre "işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu matraha ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar kuruma ödemeye mecburdur". Diğer taraftan 10.9.1987 yürürlük tarihli devlet memurları ile diğer kamu çalışanlarının aylıklarının ödeme zamanının değiştirilmesi hakkındaki 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 4.10.1988 yürürlük tarihli 3472 sayılı Kanun'un 1 ve 4. maddeleri hükmü ile kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde çalışanlarının ücretlerinin ödenme zamanı değiştirilerek, ücretlerini peşin almadıkları ayın sonunda aldıkları nazara alındığında ücretlerinin ödenme zamanı olarak her ayın 14'ü öngörülmüştür.
    Ne var ki, Yargıtay'ın uygulamasında ay tabiri, takvim ayı olarak anlaşılmaktadır. Giderek 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 3472 sayılı Kanun'dan sonra 8.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun'la değişik 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinin 1. fıkrasında, kamu kesiminde çalışan sigortalılar için sigorta primlerinin ödenmesi yönünden anılan kanun hükmünde kararname ve 3472 sayılı Kanun'la değiştirilen ücretin ödenme zamanına paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda 506 sayılı Kanun'un 3917 sayılı Kanun'la değişik 80. maddesinin 1. fıkrasının lafzı ile yorumuna nazaran, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulan kazançları toplamı üzerinden hesaplanacak prim tutarlarının ücretlerinden kesip kendisine ait prim tutarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar ödemek zorundadır. Başka bir ifade ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalışan sigortalılara yönünden işveren, her ayın 14'ünde ödediği ücretten 506 sayılı Kanun'a göre hesaplanacak primi kesip bu miktara kendisine ait prim tutarlarını ekleyerek, ücretin ödendiği takvim ayı itibarıyla bu ayı takip eden ertesi ayın sonuna kadar Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödemekle yükümlüdür. Diğer taraftan, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip ve saymanlar kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu meyanda davacı belediye başkanı, sigorta primlerinin yasal süresi içinde haklı sebepler olmaksızın ödenmesi halinde, kuruma karşı, işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
    Dava konusu olayda; Aliağa Belediye Başkanlığı'na ait işyerinde çalışan işçilere 1994 yılı şubat ayı ücreti 3472 sayılı Kanun'a göre 14.3.1994 tarihinde ödenmiş olup, işveren belediye başkanlığı 14/3'de ödenen bu ücretten kestiği prim tutarına kendisine ait prim tutarını da ekleyerek en geç ödemenin yapıldığı mart ayını kovalayan nisan ayı sonuna kadar ödemekle yükümlüdür. Keza 1994 yılı mart ayında çalıştırılan sigortalıların, primlerine esas tutulacak kazançları toplamı üzerinden, 506 sayılı Kanun'a göre hesaplanacak prim tutarı da en geç ödemenin yapıldığı nisan ayını kovalayan mayıs ayı sonuna kadar ödemek zorundadır. Nitekim işveren Aliağa Belediye Başkanlığı'nca, 1994 yılı şubat ayı primi 20.4.1994, mart ayı primi 31.5.1994 tarihlerinde yani yasal süresi içersinde ödenmiş olup davalı kurumca yasal süresinde ödenmediğinden bahisle gecikme zammı tahakkuk ettirme işlemi yerinde değildir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki nedenlerle davanın kabulü gerektiren reddi yolunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulun'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasa'nın 80. maddesidir. Anılan maddeye göre, işveren bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar kuruma ödemeye mecburdur. Öte yandan, 10.9.1987 yürürlük tarihli devlet memurlarıyle diğer kamu görevlilerinin aylıklarının ödeme zamanının değiştirilmesine dair 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1/3. maddesinde; Devlet memurlarıyle diğer kamu görevlilerine ilişkin kanunlarda yer alan "aybaşı" ibareleri" ayın 15'i olarak değiştirilmiş ve 4. maddede, kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde çalışanların aylık ücretlerinin ödenmesinde de yukarıdaki hükümler dairesinde işlem yapılması öngörülmüştür. 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile benimsenen yeni ay kavramı dikkate alındığında, 506 sayılı Kanun'un 80. maddesine göre işverenlerin bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların ücretlerinden kestiği prim tutarı ile işveren hisselerinin ayın 15 olarak değiştirildiğine göre ertesi ayın (14)'üne kadar ödenmesi gerekmektedir. Somut olayda; 15.2.1994 ila 14.3.1994 döneminde çalışan sigortalılara ait primler, 14.4.1994 tarihinde 15.3.1994 ila 14.4.1994 döneminde çalışan sigortalılara ait primlerde 14.5.1994 tarihinde ödenmesi gerekirken 20.4.1994 ve 31.5.1994 tarihlerinde ödendiği ortadadır. Hal böyle olunca, davacı işverenin, yasanın öngördüğü süre içinde primleri kuruma ödemediğinin kabulü gerekir.
    Bu durumda usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
 
    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
 
                              KARŞI OY YAZISI
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, sigorta primlerinin ne kadar sürede kuruma ödenmesi gerektiği konusu açık kurala başlamıştır. Gerçekten 3917 sayılı Yasa ile değişik 80. maddesinin birinci fıkrası "işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar kuruma ödemeye mecburdur" biçimindedir. Bu kurala göre; ücretlerini çalıştıkları ayın sonunda alan sigortalılar yönünden primlerin ödenmesi süresinin müteakip ayın sonuna kadar devam edeceği kuşkusuzdur. Örneğin, ocak ayı için tahakkuk ettirilen primlerin şubat ayının sonuna kadar ödenmesi zorunluluğu vardır. Özel kesimde işçiler ücretlerini ay sonunda aldıkları için, işverence sigorta primleri, açıkladığı gibi ertesi ayın sonuna kadar ödenebilmektedir. Kamu kesiminde işçi statüsünde çalışan işçilere ücretlerinin çalıştıkları ayın sonunda ödendiği dönemde de, aynı uygulama geçerliydi ve bu uygulama sonunda bir görüş ayrılığı söz konusu değildi. Ancak, "devlet memurları ile diğer kamu görevlilerinin aylık ödeme zamanının değiştirilmesine dair 9.9.1987 tarih ve 289 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin kabulüne dair 3472 sayılı Kanun", kamu işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinin her ayın 14'ünde ödenmesi esasını kabul ettiğinden, bu işçiler yönünden sigorta primlerinin müteakip ayın 14'üne mi, yoksa sonuna kadar mı, ödemesi gerektiği sorunu ile karşılaştırılmıştır.
    Bu konudaki tereddütlerin giderilmesi maksadıyla sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'nce 12.10.1987 tarih ve 3620 sayılı genelge yayımlanarak, ayın 14'ünde ödenen işçi ücretlerinden dolayı düzenlenecek aylık sigorta prim bildirgelerinin ertesi ayın 14'üne kadar kuruma verilmesi ve keza sigorta primlerinin de aynı süre içinde ödenmesi gerektiği açıklanmıştır. Bu çözüm biçimi, 506 sayılı Yasa'nın 80/1 maddesinde yer alan "ay" sözcüğünün "30" gün şeklinde anlaşılması madde metni, önceki ve sonraki dönemlerde farklı biçimde yorumlanmaya imkan vermeyecek kadar açıktır. Öte yandan yasa koyucu, kamu kesiminde ücretlerin ödenme zamanını değiştirilmekle yetinmiş, ayrıca sigorta primlerinin ödenmesi süresi konusunda yeni düzenlemeler yapmak yoluna gitmemiştir. Böyle olunca, ücretlerin ay sonunda ödendiği dönemde nasıl sigorta primleri ertesi ayın sonuna kadar ödenebilmekteyse, ayın 14'ünde ödeme uygulamasının getirilmesinden sonra da aynı esasın kabulü gerekir. 80/1. madde metninde "ertesi ayın sonuna kadar" ibaresinin yer aldığı sürece başka bir çözüm şeklini benimsemek ve "ay" 30 gün mantığıyla sonuca varmak olanağı yoktur. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ücretlerin ödeme zamanını değiştirilmesinden sonra, 506 sayılı Yasa'nın "primlerin ödenmesi" başlıklı 80. maddesi 3917 sayılı Kanun'la değiştirildiği halde birinci fıkrasında hiç bir değişiklik yapılmamıştır. Yasa koyucu prim ödeme süresini de değiştirmek isteseydi, 3917 sayılı Yasa ile bu konuda da yeni bir düzenleme getirmesi gerekirdi. Böyle bir düzenleme yapılmadığına göre, önceki uygulamanın sürdürülmesi zorunluluğu vardır.
    Belirtilen nedenlerle direnme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, onama kararına katılamıyoruz.
   
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini