 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/28
Karar No : 1997/244
Tarih : 26.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "ihtiyaç nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 7.5.1996 gün ve E. 1996/12 K. 1996/365 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 24.6.1996 gün ve E. 6055/K. 6229 sayılı ilamı: (.... Taraflar arasındaki uyuşmazlık davada ileri sürülen ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olup olmadığı hususundadır. Davacının boşta olduğu daha önceden ticari işler yaptığı, kiralananı işyeri olarak kullanmak için satın aldığı davacı tanıklarının birbirini tamamlayan ve doğrulayan ifadeleri ile sabittir. Davalı tanıkları davacının eşiyle davalı arasında kira pazarlıkları olduğunu bildirmişlerse de bizzat davacının böyle bir talepte bulunduğunu sabit olmadığına göre davacının tahliye istemekte samimi olmadığı kabul edilemez. Kiralananın ticaret için çok uygun yerde olduğu ve 40 m2 genişlikte bulunduğu saptandığına göre bu yerin yapılacağı bildirilen işe uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişinin hiçbir gerekçe göstermeden belirttiği bu yerin işe uygun olmadığı yolundaki mütelaasına itibar edilemez. Esasen bilirkişi bu yerin işe uygun olmadığını bildirmemiş sadece genişlik yönünden yetersiz olabileceğini bildirmiştir. Bu nedenle ihtiyaç iddiasının kabulü icap eder. Davacının bu yeri satın alışının muvazaalı olduğu iddiası bu davada inceleme konusu yapılamayacağı gibi böyle bir hal tek başına samimiyetsizlik delili de sayılamaz. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle kiralanın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oyçokluğu ile karar verildi.