 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/277
Karar No : 1996/393
Tarih : 22.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.2.1995 gün ve 1992/336 E.-1995/36 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 29.9.1995 gün ve 1995/5082 E.-1995/6630 K. sayılı ilamı:
(.. Satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazda pay tescili istenmiştir. Davalıların murisi Mehmet'le davacı Hayri'nin kardeş oldukları anlaşılmaktadır. Satıcı Mehmet babası Mehmet'ten Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki gayrimenkullerinden kendisine intikal eden hissesini, kardeşi davacıya satmayı vaad ettiğine göre sözleşme geçerlidir ve de Beypazarı'ndaki davaya konu taşınmazların satışı vaad edildiğine, alıcı da iştirake dahil bulunduğuna göre ifa olanağı da vardır. Ayrıca satış vaadi sözleşmesi 1982 yılında yapılmıştır. Dava tarihine kadar son 5 yıl içinde de alıcı taşınmazları kullandığına göre zaman aşımı süresi geçmemiştir. Bunlarda gözetilerek bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere belirsizlikten ve zaman aşımından bahisle red kararı verilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tarafların kardeş olmaları bir yana vaad konusu taşınmazların vaad alacaklısı kardeşe teslim edilmiş bulunması karşısında belli olduğunun kabul edilmesi gerektiği duraksanmayacak kadar açık olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.