 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/202
Karar No : 1996/433
Tarih : 29.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yaılan yargılama sonunda; Kartal 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen (...) kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 22.09.1994 gün ve 1994/6326-7771 sayılı ilamı ile; (... Davacılar ödünç verdikleri toplam 5.000.000 TL'nin ödenmemesi nedeniyle 15.09.1991 tarihli protokolü icra takibine koyduklarını, davalıların haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmişlerdir.
Davalılar işlerine takip için muhasebecileri olan davacılara imzalı boş olarak verdikleri kağıda, davacıların borç senedi olarak doldurduklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalılar yargılamanın devamı sırasında davacılara yemin teklif etmişlerdir. Yemin kesin delildir ve teklif edildiği konu suç teşkil etmemektedir. O halde mahkemece bu yön gözetilerek davalıların yemin tekliflerinin gereğinin yerine getirilmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
SONUÇ : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. (29.05.1996)
KARŞI OY YAZISI
HUMK'nun 352. maddesi uyarınca yemin edecek kimsenin cezalandırılmasını gerektirecek konulara da yemin verilmez. Bu kural yeminin reddi halinde de geçerlidir.
Davacılar senede dayalı olarak icra takibinde bulunmuşlar, borçlu davalılar ise kendilerinin boş kağıda imza atarak davacıya verdiklerini ve davacıların (alacaklıların) aralarındaki anlaşma hilafına senedi doldurarak takipte bulunduklarını bildirerek itirazda bulunmuşlar, davacılar bu itirazın iptalini, takibin devamını ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir. Borçlu olan davalılar savunmalarını yazılı delille ispat edememişler, mahkemece HUMK'nun 352. maddesine dayanılarak davalıların karşı tarafa yemin teklif edemeyeceği, zira cezayı gerektiren bir fiil için yemin teklifinin mümkün olmadığı açıklanarak itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 592. maddesi uyarınca tamamı veya bir kısmı sonradan doldurulmak üzere beyaza imza geçerlidir. Yazılı delile karşı tanık dinlenmeyeceği gibi teklif edilen yeminin konusu karşı tarafın TCK'nun 509. maddesine mümas emniyeti suistimal suçunun işleyip işlememiş olması hususuna ilişkin olduğundan yemin verdirilmesi mümkün değildir.
Açıklanan bu nedenle davacıların iddiaları sabit ve davalıların savunması kanıtlanmadığından davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğundan, direnme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz.