 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/1-39
Karar No : 1996/176
Tarih : 20.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ELATMANIN ÖNLENMESİ, KAL VE ECRİMİSİL ( Taşkın yapı )
- TAŞKIN YAPI ( Elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil )
- TAŞKIN YAPI ( Kötüniyetli bina sahibi )
- KÖTÜ NİYETLİ BİNA SAHİBİ ( Taşkın yapı )
- KAL ( Taşkın yapı )
743/m.618,651
14.2.1951 gün 17/1 Sa. Ya. İç. Bi. Ka
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "meni müdahale, kal ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli 1.Asliye Hukuk Mahkemesince meni müdahale ve ecrimisil isteğinin kabulü, kal isteminin reddine dair verilen 21.6.1994 gün ve 1993/349-1994/388 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 1-Hukuk Dairesinin 4.4.1995 gün ve 1994/12695-1995/4890 sayılı ilamı;
( ...Yıkımı istenen muhdesatın, arsanın bütünlüğünü bozup bozmadığı, arsa sahibinin subjektif yararlanma derecesi gözönünde bulundurularak ve uzman bilirkişinin teknik bilgilerinden yararlanılarak kal'in aşırı zarar doğurup doğurmayacağının takdiri hakime aittir. O halde muhdesatın belirtilen niteliğine ve olayın özelliğine göre yıkımda fahiş zarardan sözetme olanağı bulunmadığından kal'e karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması, doğru değildir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacının, kayden maliki olduğu taşınmaza davalının haklı ve gerekli bir nedene dayanmaksızın ( kötüniyetle ) taşkın bina yaparak el attığı saptanmış; hükmün elatmanın önlenmesine ve ecrimisilin tahsiline ilişkin bölümü bozma kararı kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; yasal tabiriyle "kal'in" fahiş zararı müeddi olmasının", yıkım isteğinin reddedilmesi sonucun doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır. Belirtmek gerekir ki davalı taşkır, yapı sahibi yönünden koşullarının gerçekleşmesi halinde, MK.nun 651.maddesi uygulama yeri bulabilir. Ancak, kötü niyetli bina sahibi ya da sahiplerinin anılan madde hükmünden yararlanmalanna yasal olanak yoktur. Değinilen hüküm, iyi niyetli taşkın yapı sahipleri için getirilmiştir. Yasanın getirdiği ilke, Yargıtay uygulamaları ile de kararlılık kazanmıştır ( 14.2.1951 gün 17/1 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı ).
Somut olayda davalının iyi niyetli olarak kabulünün mümkün bulunmadığı duraksanmayacak kadar açık bir olgudur.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.