 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/18-700
Karar No : 1996/839
Tarih : 27.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Temyiz Dilekçesinin Yargıtay Tarafından Usulüne Uygun Olduğu Kabul Edilerek Hükmün Bozulması )
- TEMYİZ İTİRAZI ( Temyiz Dilekçesinde İmza Olmadığı İddiası )
- İMZANIN TEMYİZ EDENE AİT OLMAMASI ( Temyiz İsteminin Mahkemece Reddedilememesi )
1086/m.435,230
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce temyiz talebinin reddine dair verilen 29.6.1995 gün ve 1995/380-677 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 13.9.1995 gün ve 1995/8935-8644 sayılı ilamı ile; ( ... Mahkemece hakkında verilen hüküm, davalı tarafından verildiği tespit edilen dilekçe ile harcı yatırılmak suretiyle süresinde temyiz edilmiş, temyiz dilekçesi davacıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından temyize cevap verilmemiş, temyiz üzerine inceleme yapan Yargıtay temyiz süresinde ve temyiz dilekçesinin HUMK'nun 435. maddesindeki şartlara uygun görerek mahkeme kararını davalı yararına bozmuş, bu karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulması mümkün iken bu yola süresinde başvurulmamıştır. Bu durumda mahkemece HUMK yönünden yapılacak iş Yargıtay bozma ilamına uyma veya direnmekten ibaret iken. davacının, davalının temyiz dilekçesindeki imzanın davalıya ait olmadığına dair iddiasının incelenmesine geçilmiş, olayda uygulama olanağı bulunmayan HUMK'nun 230 ve müteakip maddeleri gereğince davalıya isticvap davetiyesi çıkarılmış, davete icabet edilmemesi üzerine de temyiz dilekçesindeki imzanın davalıya ait olmadığı sonucuna varılarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Temyiz dilekçesi, inceleme mercii olan Yargıtay tarafından usulüne uygun olduğu kabul edilip hüküm bozulduktan sonra dilekçenin HUMK'nun 435. maddesinde yazılı unsurlardan imzayı içermediği ( imzanın temyiz edene ait olmadığını ) gerekçesi ile ( bu konuda kanıt daha bulunmadığı halde ve yargılama konusu olmadığı için uygulanmaması gereken HUMK'nun 230. maddesini esas alarak ) temyiz istemi mahkemece reddedilemez.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bozma ilamına uyulup uyulmaması konusunda bir karar vermek, uyulduğu takdirde bozma ilamı gereğini yerine getirip hasıl olacak sonuca göre karar vermek ya da kendi kararının usulüne uygun ve yeterli olduğu sonucuna varıp verdiği kararda direnme olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yenniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir:.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.11.1996 gününde, oybirliği ile karar verildi.