 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/166
Karar No : 1996/266
Tarih : 10.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.12.1994 gün ve 1992/496-1994/814 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.6.1995 gün ve 1995/5164-5609 sayılı ilamı:
(.. 1 - Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2 - Davacının dayandığı 28.11.1991 günlü ücret sözleşmesinin dördüncü paragrafında aynen "açılmış bulunan tüm davalar Refik Tuncer, Otoparsan A.Ş. Bekir Sarıyer lehine sonuçlandığında ihtiyati hacizler (eğer mevcutsa) kalktıktan sonra (gümrüklerdeki arabalar geri alınmak şartıyla, Refik Tuncer, Avukat Coşkun Aydınoğlu'na, avukatlık hizmetleri karşılığı bakiye 15.000 USD ödemede bulunacaktır) yazılıdır. Görüldüğü gibi davacı avukatın ücret alacağı davanın kazanılması koşuluna bağlanmıştır. Bu nedenle sözleşme Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesine aykırı olup geçersiz bulunduğundan davacı bu sözleşmeye dayanarak ücret isteyemez. Ancak o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre ücrete hak kazanır. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirir.
3 - Davalı icra takibine yaptığı itirazda sözleşmeyi ve borcu kabul etmediğini bildirmiştir. Yargılamanın başından sonuna kadar da sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, hatta sözleşmenin düzenlendiği tarihte yurt dışında bulunduğunu çok açık bir şekilde belirtmiştir. Gerçekten sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmaması halinde onu bağlayacağından sözetme olanağı yoktur. Bu durumda Mahkemece HUMK.nun 308 ve sonraki maddeleri hükümleri uyarınca gerekli inceleme ve araştırma yapılarak imzanın davalıya ait olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Mahkemece eksik incelemeye yazılı şekilde hüküm kurulması kabul şekli yüzünden bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının iddiasına dayanak yaptığı avukatlık ücret sözleşmesi, ücret verilmesini açıkça davanın kazanılması koşuluna bağlamıştır. Hasılı davaya iştirak olarak nitelenebilecek bu anlaşma çerçevesindeki ücret sözleşmesi, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesine aykırı bulunduğu aşikar olduğundan geçersizdir. Kabul şekli bakımından yapılan bozma ise, tamamen bir eleştiri ve tavsiye niteliğinde olup bu sebebe karşı direnme söz konusu olamaz. Dayanak avukatlık ücret sözleşmesinin geçersizliği anlaşıldığına göre, bu sözleşmeye dayalı olarak hiç ücret talep edilemeyeceği kuşkusuzdur. Talep edilebilecek ücret, o tarihte yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi esas alınmak suretiyle belirlenmek icap eder. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan yöne değinen ve Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararının bu kısmına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 10.4.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.