 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/138
Karar No : 1996/275
Tarih : 17.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "kira tesbiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.3.1995 gün ve 1994/1230 E. 1995/350 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 5.6.1995 gün ve 1995/6261-7010 sayılı ilamı;
(.... Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda dava konusu yerin boş olması ve yeniden kiraya verilmesi halinde azami 60.000.000 lira kira getirebileceği açıklandığı halde, mahkemece bu rakamın çok yakını olan 59.000.000 lira kira parası olarak hüküm altına alınmıştır.
Böyle bir uygulama 18.11.1965 gün ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına ve orada belirlenen "hak ve nesafet" ilkesine aykırı olur. Zira Hukuk Genel Kurulu'nun 21.3.1990 gün ve 13/193 sayılı kararında da açıklandığı üzere 6570 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince kira sözleşmesi yıldan yıla yenilenmekte olduğundan taşınmazın boş olduğu farz ve kabul edilerek sonuca gidilemez. Bu nedenle kiralanın boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parasına eşit olacak şekilde veya bunun çok yakınına ulaşan bir kira parasına hükmedilmemek gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; benzer kira sözleşmeleri ile gerekli karşılaştırma yapılmak suretiyle dava konusu yerin yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira parası bilirkişiler eliyle belirlendikten sonra bu kira parası da dikkate alınmakla birlikte hak ve nesafete uygun bir kira parasına hükmetmekten ibaret olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Tarafların gösterdikleri delil dayanak yapılıp o çerçevede düzenlenen bilirkişi raporu Kanuna uygundur. Ancak mahkemenin yaptığı hakkaniyet indirim, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre azdır. Karar münhasıran bu yönden bozulmalıdır.