Hukuki.NET

T.C.      
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1996/104
Karar No : 1996/341
Tarih : 15.05.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.7.1995 gün ve 1988/309 E. 1995/441 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
    Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 9.10.1995 gün ve 1995/5196 E.1995/5335 K.sayılı ilamı;
    (... Hükme dayanak alınan kusur raporunda davalı Karadeniz bakır işletmeleri A.Ş.'nin %15, güvenlik görevlisi Melnat Tekin'in %15 dava dışı bulunan üçüncü kişi durumunda olan Şenbay Nakliyat Kollektif Şirketinin ve şoförünün toplam %70 oranında kusurlu bulunduğu açıktır. Öte yandan davanın, dayanışmalı sorumluluk esasları gözönünde tutularak açılmadığı gibi, dava dilekçesindeki sözlerden ve ileri sürülen olaylardan ve bunların yorumundan, davacının dolaylı biçimde müteselsil bir ödetme isteğinde bulunduğu da anlaşılmamaktadır.
    Hal böyle olunca, davalı idare ile çalıştırdığı güvenlik görevlisinin kusur oranı gözönünde tutularak tazminata hükmetmek gerekirken dava dışı bulunan Şenbay Nakliyat Kollektif Şirketi ve şoförünün kusurundan da davalının sorumlu tutulması isabetli değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu'nca incelerek direnme kararının süresi temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
 
    KARAR : Bilindiği üzere birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan zorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi, yada birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri zarardan sorumluluklarını düzenleyen aynı Kanunun 51. maddesi ile yine, BK.nun 142. maddesi hükmü gereği alacaklı tüm müteselsil borçluların hepsinden veya birindan borcun (zararın) tamamını veya bir kısmını istemekte muhayyerdir. Ana kural bu olmakla beraber, dava dilekçesinde, açıkca müteselsil sorumluluktan bahsedilmemiş ve kusurları oranında bir tahsil istemi de belirtilmemişse, dava dilekçesindeki sözlerden, ileri sürülen olaylardan ve bunların yorumundan, dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden davacının müteselsilen ödetme isteği anlaşıldığı takdirde, Borçlar Kanunun 18. ve Medeni Kanunun 2. maddesi de gözönünde tutularak, (gerçek maksat ve afaki iyi niyet kuralları) davacının müteselsilen talep iradesi kabul edilip, sonuca varmak gerekir. (Hukuk Genel Kurulu 23.3.1966 gün 9/3 Esas, 80 Karar sayılı, 3.4.1963 gün 2/93 Esas, 29 Karar, 24.6.1993 gün 1981/9-533 Esas 1983/724 Karar sayılı ilamları). Bu gibi durumlarda dava dilekçesinde müteselsil sözcüğü yok diye, kusur oranında sorumluluğa gidilmesi halinde HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak, talepten farklı bir sonuca varılmış olacaktır.
    Temyize konu davanın 30.3.1988 tarihli dava dilekçesinde, davacılar, murislerinin işçi olarak çalıştığı davalı idareye ait büyük bir vantilatörün, 19 AZ 231 plakalı (taşıma sözleşmesi yapılan taşıyıcı firmaya ait) araçla Samsun'a gönderildiğini, iş kazasının, davalı işverenin Samsun işyerinde araçtan bu yükün indirilmesi sırasında husule geldiğini, davalı idarenin ihmal ve sorumluluğunun sınırsız olduğunu belirtip, her hangi bir kusur yada kusur oranından bahsetmeksizin, zararın tamamını (ek dava ile) davalıdan talep ve dava etmiştir. Bu durumda somut olayda kusur oranında bir talep olduğu kabul edilemeyeceği duraksama yaratmayacak kadar açıktır. Zira alacaklı, Yasanın verdiğai müteselsilen talep hakkından açıkca vazgeçmedikçe kusura dayandığını ileri sürmek mümkün olamaz. Dava tek davalıya karşı açıldığı için de, davacıdan müteselsilen sözcüğünün kullanmasını istemek de Türk Dil kurallarına ters düşer.
    Kaldıki, olayımızda davacılar, Samsun Asliye 1. Ceza Mahkemesinin 1987/598 sayılı Esas dosyanın müdahili olup, bu dava açılmadan önce Savcılığın hazırlık soruşturmasında davalı idare ile dava dışı diğer kişilerin kusur oranların bilmektedir. Buna rağmen davayı açarken kusur oranına dayanmışlardır.
    O itibarla mahkeme mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle davalının zararın tümünden sorumlu olduğu ve davada teselsül kuralına dayanıldığı görüşü ile gerçekleşen zararın istek doğrultusunda davalıdan tahsiline dair verilen direnme kararı doğrudur.
    Bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
 
    SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), oyçokuğu ile karar verildi.
 
                           KARŞI OY YAZISI
    Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalı Karadeniz Bakır İşletmeleri Anonim Şirketi'nin, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu müşterek muris Yaşar Işıtan'ın ölümüne neden olduğunu ileri sürerek, tazminat isteminde bulunmuştur. Dava dilekçesinde, olayın tek başına davalı şirketin eylemi sonucu meydana geldiği belirtilerek istemde bulunulmuş ve olaya karışan taşıyıcıdan hiç söz edilmemiştir. Bu durumda, davalı şirketten, dava dışı kişilerin eylemleri de dahil, müteselsil sorumluluk ilkesi öne sürülerek istemde bulunulduğunun kabulü mümkün değildir.
    Öte yandan, genel kurul görüşmesinde, bazı üyeler, B.K.nun 142. maddesinin uygulanması gerektiği ve olaya karışan diğer müteselsil borçlulardan söz edilmesinin gerekmediği biçimdeki açıklamaları da, davalının, dava dışı kişilerin kusurlarından da sorumluluğunu gerektirmez.
    Açıklanan bu nedenlerle, işbu davada, müteselsil sorumluluk yönünden bir istemde bulunulmadığının kabulü ile dava dışı taşıyıcının sorumluluğu dışında kalan kusur oranı ile davanın sorumluluğuna karar vermek gerekirken, tam sorumluluğu benimseyen sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini