Hukuki.NET

T.C
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E. 1995/9-598
K. 1995/1014
T. 22.11.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ÖZET : Haksızlığı mahkeme kararı ile tesbit edilen geçici işten el çektirme işleminden dolayı, davacının emekliliğinde daha az süre ve miktarın esas alınması sonucu uğradığı zarar talep edilmişse de; işverenin eylemi ile emekli aylığının azlığı olgusu arasında uygun illiyet bağı bulunmadığından davanın reddi gerekir.
Davacının aynı dönemde yoksun kaldığı kimi parasal hakların daha önce işverenin haksızlığı belirtilmek suretiyle, hüküm altına alınmış olması sonucunu değiştirmez.
 
DAVA VE KARAR
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.5.1994 gün ve 1993/1424 E.-1994/345 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nln 12.12.1994 gün ve 1994/13474-17631 sayılı ilamı:
( ...Davacı, davalı sendikada teşkilatlandırma genel sekreteri olarak çalışmakta iken 9.9.1988 tarihli kararla geçici olarak 31.10.1989 tarihine kadar işten el çektirildiğini, bu haksız işlem nedeni ile yoksun kaldığı ücret, ikramıye ve sosyal haklarının açtığı dava ile hüküm altına alındığını, daha sonra kendi isteği ile emekli olduğunu ancak, işten el çektirdiği süre için SSK'na prim yatırılmadığı için daha az sure ve miktar üzerinden emekli aylığı alma durumunda kaldığını ileri sürerek bu haksız işlemden kaynaklanan zararın tazmini istemiş, mahkemece istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki belge ve bilgilere göre davacının Ankara 3.İş Mahkemesinin 1991/1891 Esas sayılı dosyası ile uyuşmazlık konusu süre için sigortalı sayılması isteği ile tesbit davası açtığı ve o davanın red edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında artık davacı daha az bir süre ve miktar üzerinden emekli olması nedeni ile zarara uğradığını ileri sürerek istekte bulunmaz. Bu husus dikkate alınmaksızın davanın kabulü isabetsizdir... ) gerekçesiyle dosya yerine geri çevrilerek yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, Sendika Teşkilandırma Genel Sekreteri olarak çalışmakta iken davalı Sendika Genel Disiplin Kurulu karan ile geçici olarak işten çektirildiğini, mahkemece bu işlemin haksızlığı kabul edilerek işten el çektirildiği döneme ilişkin parasal haklarının hüküm altına alındığını, açıkta kaldığı süre değerlendirilemediği için emekliliğinde daha az süre ve miktarın esas alınması sonucu zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı sendika; davacının çalışmadığı döneme ilişkin primlerin ödettirilmesi ve sigortalılığın tesbiti istemini içeren davaların reddedilerek kesinleştiğini, böylece kesin hüküm oluştuğunu, kusurun da söz konusu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Davacı, 21.12,1986 tarihinde toplanan Sendıka Genel Kurulunca Teşkilatlandırma Genel Sekreterliğine getirilmiş, bu görevi ifa etmekte iken Sendika Genel Disiplin Kurülunun 9.9.1988 gün ve 1988/4-2 sayılı kararı ite Sendika Tüzüğünün amaç ve ilkelerine aykırı hareket etmesi nedeniyle 15.9.1988 tarihinden 31.10.1989 tarihine kadar geçici ölarak işten el çektirilmiştir. Bü kararın iptali ve açıkta kaldığı sigortalılığın tesbiti için dava açtığı davadan sonuç alamamış, ancak aynı dönemde kayba uğradığı ücret, sosyal haklar ve iş sonu tazminatının, bir başka anlatımla yoksun kaldığı parasal haklarının hüküm altına alınması isteği ile açtığı dava ise kabul edilmiştir. Davacının işten el çektirildikten sonra Demir Çelik işletmelerinde bir süre çalıştığı ve 11.7.1992 tarihinde de emekli olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; haksızlığı mahkeme kararı ile tesbit edilen geçici işten elçektirme işleminden dolayı davacının emekliliğinde daha az süre ve miktarın esas alınması sonucu uğradığı zarardan davalı sendikanın sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi davacı açıkta kaldığı sürede çalışmadığı ve dolayısıylede prime esas kazanç elde etmediği için anılan dönem, sigortalılığından sayılmamış, bu konuda açtığı davalar red ile sonuçlanarak kesinleşmiştir. Aynı donemde yoksun kaldığı kimi parasal haklar işlemin haksızlığı belirtilmek suretiyle hüküm altına alınmış ise de, emeklilikten dolayı uğradığını kldia ettiği zarardan sendikanın sörumlu tutulması olanağı yoktur. Gerçi bilirkişi raporunda, davacının doğum tarihi gözönünde tutularak 65 yaşına kadar çalışacağı varsayılmak suretiyle ihtimali hesaplar yapılarak zarar miktarı belirlenmek yoluna gidilmiştir. Ancak yerel mahkemece, davalı sendikanın eylemi ile bu zarar arasında uygun illiyet bağının varlığı kabul edilerek hüküm kurulmuş olması hatalıdır. Gerçekten özellikle belirtmek gerekir ki, pozitif hukukumuzda, haksız olarak hizmet sözleşmesine ya da sendikadaki göreve son verilmesi halinde ne gibi yaptırımların uygulanacağı ayrıntılı ve sistematik biçimde gösterilmiştir. Ne var ki gerek 1475 sayılı İş Kanunu, gerek 2821 sayılı Sendikalar kanunu; haksız olarak işine son verilen işçi ya da sendikacının daha az ücret ve hizmet üzerinden emekli olma durumunda, işveren ya da sendikanın sorumlu tutulmasını öngören bir düzenlemeye yer verilmiş değildir. Bu konuda asıl ve önemle üzerinde durulması gereken husus; somut olayda sendikanın eylemi ile emekli aylığının azlığı olgusu arasında uygun illiyet bağının bulunmamasıdır. Gerçekten emekli olup olmama hususu davacının kendi iradesine bağlı bir keyfiyettir. Olayda, davacının geçici işten el çektirilmesi işleminden sonra, bir süre, sigortalı çalışmış olması da, bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. İşten elçektirme işlemi ile emeklilik arasında bir bağlantı kurmak olanağı yoktur. Öğretide ve kararlılık kazanmış uygulamada; zarar ve eylem arasındaki illiyet bağı, zararın haksız .eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, doğmuş bulunması biçiminde tanımlanmaktadır. Yine aynı görüşe göre haksız eylemi işleyen kişinin eyleminin bütün sonuçlarından sorumlu tutulması olanağı yoktur. Genel deneyimlerin verilerine ve objektif olasılığına göre, zararın gerçekleşme ihtimalinın makul ölçüler içinde bulunması gerekmektedir. Buna göre şayet zararın gerçekleşmesi her türlü olasılık dışında bulunmakta ise sorumluluk söz konusu olmaktadır. Bu bakımdan sorumluluğu doğuran eylem, niteliği itibariyle gerçekleşen türden b.ir zararı genellikle meydana getirmeye elverişli değilse, uygun illiyet bağından ve dolayısıyla sorumluluktan söz edilemez. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında, davalı sendikanın artık davacının daha az süre ve miktar üzerinden emekli olması sonucu uğradığı zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir.
Bu itıbarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenin Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
0 halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini