 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas no : 1995/974
Karar no : 1996/6
Tarih : 31.01.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki "şufa" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 17.12.1993 gün ve 1993/542 1993/981 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 17.01.1995 gün ve 1994/11695 1995/190 sayılı ilamı; (...Dava şufalı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir.
Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşların özel olarak taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisini tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şufa hakkını kullanması MK'nun 2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda; şufalı payın ilişkin olduğu 4 parsel sayılı taşınmazan davacının satıcısı ile davalıya satış yapanların murisleri arasında haricen ve eylemli şekilde taksim olduğu, o taksimde davacının satıcısına 2 katlı dükkan kesiminin düştüğü, diğer bina kesiminin o tek paydaşa kaldığı, o zamandan beri eylemle kullanmanın bölme devam edegeldiği savunulmak suretiyle davanın reddi istenmiştir. Taraflar arasınaki bu uyuşmazlık karşısında yukarıda da açıklandığı gibi davacının şufa hakkını kullanmakta iyi niyetli olup olmadığının kabulü için mevcut kullanımın harici taksime dayalı olup olmadığının saptanması ve bunun için tarafların bu konudaki delillerinin toplanması gerekir. Tarafların uyuşmazlık konusundaki delillerin sorulup toplanması gerekirken, eksik inceleme ile ve sadece feni bilirkişinin fiili durumunu belirtir mütalasına dayanak davanın reddedilmesi hatalı olmuştur...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.